27 Nisan 2009 Pazartesi

tilkinin orucu

Tilki ormanda gezmektedir. Bir ağacın dalında asılı bir geyik budu görür..
Açtır ama şüphelenir, kontrol etmeye başlar ve görür ki bu bir tuzak.
Geyik budu bir iple bombaya bağlıdır.
Epeyce uzağa gider ve başını kollarının üzerine koyarak yatar.

biraz sonra kurt gelir budu görür tilkiyide tabi.
tilkiye sorar ,ne yapıyorsun dostum?
tilki cevap verir ,hiç yatıyorum.
surda bir but var ,neden yemiyorsun?
tilki cevap verir bugün oruçluyum.
kurt ben yiyeyim o zaman der ,buta uzanır.
tabi güm büyük bir patlama olur.
kurt 10 metre ileride yaralı yatarken,
tilki sakince ayaga kalkar budun basına oturur ve yemeye baslar.
bunu gören kurt.
LAN SEREFSİZ HANİ ORUÇLUDUN.?
tilki ise piskin piskin,
biraz önce top patladı duymadın mı der.
yani kısadan hisse..
hayat ileri dogru yaşanırkan
geriye dogru anlaşılır.....

26 Nisan 2009 Pazar

atilla ilhan dan

ögrenmenin sonu yok tabi:)

Özdemir Asaf - Öğrendim
YAS 5 Anne ve babamin birbirlerine bagirmalarinin
beni ne kadar korkuttugunu ögrendim.

YAS 7 Mesrubat içerken gülersem içtigimin burnumdan
gelecegini ögrendim.


YAS 12 Bir seyin degerini anlamanin en iyi yolunun
bir süre ondan yoksun kalmak oldugunu ögrendim.

YAS 13 Annemle babamin elele tutusmalarinin ve
öpüsmelerinin beni daima mutlu ettigini ögrendim.

YAS 15 Bazan hayvanlarin kalbimi insanlardan daha
fazla isittigini ögrendim.

YAS 18 Ilk gençlik yillarimin keder, saskinlik,
istirap ve asktan ibaret oldugunu ögrendim.

YAS 24 Askin kalbimi kirabilecegini ama buna deger
oldugunu ögrendim.

YAS 33 Bir arkadasi kaybetmenin en kestirme yolunun
ona ödünç para vermek oldugunu ögrendim.

YAS 36 Önemli olanin baskalarinin benim için ne
düsündükleri degil,benim kendi hakkimda ne düsündügüm
oldugunu ögrendim.

YAS 38 Esimin beni hala sevdigini, tabakta iki elma
kaldiginda küçügünü almasindan anlayabilecegimi ögrendim.

YAS 41 Bir insanin kendine olan güveninin,
basarisini büyük oranda belirledigini ögrendim.

YAS 44 Annemin beni görmekten her seferinde sonsuz
mutluluk duydugunu ögrendim.

YAS 46 Yalnizca minik bir kart göndererek bile
birinin gönlünü aydinlatabilecegimi ögrendim.

YAS 49 Herhangi bir isi yaptigimdan daha iyi
yapmaya çalistigimda, o isin yaraticiliga
dönüstügünü ögrendim.

YAS 50 Sevgi, evde üretilmemisse, baska yerde
ögrenmenin çok güç olabilecegini ögrendim.

YAS 53 Insanlarin bana, izin verdigim biçimde
davrandiklarini ögrendim.

YAS 55 Küçük kararlari aklimla, büyük kararlari ise
kalbimle almam gerektigini ögrendim.

YAS 64 Mutlulugun parfüm gibi oldugunu, kendime
bulastirmadan baskalarina veremeyecegimi ögrendim.

YAS 70 Iyi kalpli ve sevecen olmanin, mükemmel
olmaktan daha iyi oldugunu ögrendim.

YAS 82 Sancilar içinde kivransam bile baskalarina
basagrisi olmamam gerektigini ögrendim.

YAS 90 Kiminle evlenecegin kararinin hayatta
verilen en önemli karar oldugunu ögrendim.

YAS 95 Ögrenmem gereken daha pek çok seyler
oldugunu ögrendim.

"Dün sabaha karsi kendimle konustum.
Ben hep kendime çikan bir yokustum.
Yokusun basinda bir düsman vardi.
Onu vurmaya gittim kendimle vurustum"

Özdemir Asaf

İSLAMDA SABRIN ÖNEMİ.

KURAN DAN ,SABIRLA İLGİLİ AYETLERİ TOPARLAMAYA ÇALIŞTIM.
ZANNEDİYORUM HEPİMİZİN SİDDETLE İHTİHAÇ DUYDUGU BİR DUYGU BU.
BAKALIM KİTABIMIZ HAYATA KARSI NASIL BİR SABIR ÖNERİSİNDE
BULUNUYOR.

BAKARA 153.
EY İMAN EDENLER,SABRA VE DUAYA SARILARAK YARDIM DİLEYİN.
HİÇ KUŞKUNUZ OLMASIN Kİ ALLAH SABREDENLERLE BERABERDİR.

RAD 22.
ONLAR, RABLERİNİN YUZUNU ARZULAYARAK SABREDERLER.
NAMAZI DUAYI YERİNE GETİRİRLER.
KENDİLERİNE VERDİGİMİZ RIZIKTAN ,GİZLİ VE AÇIK DAGITIRLAR
VE KÖTÜLÜĞÜ GÜZELLİKLE SAVARLAR.

BU AYETİ BİRAZ DAHA DİKKATLİ OKUYUN.
NAHL 126.
EGER CEZAYLA KARSILIK VERECEKSENİZ,ANCAK SİZE YAPILAN
KÖTULUGÜN TÜRÜ VE MİKTARI İLE KARSILIK VERİN.(BURAYA DIKKAT)
AMA EGER SABREDERSENİZ ,ELBETTEKİ BU DAHA HAYIRLIDIR.

FUSSİLET 34
GÜZELLİKLE ÇİRKİNLİK, İYİLİKLE KÖTÜLÜK BİR OLMAZ.
KÖTÜLÜĞÜ EN GÜZEL TAVIRLA SAV.GÖRÜRSÜN Kİ SENİNLE ARANDA DUSMANLIK
BULUNAN KİMSE DOST OLUVERMİŞTİR.

FUSSİLET 35 (BUNUDA DERIN DUSUNMEK LAZIM)
BÖYLE BİR TAVRA ,SABREDENLERDEN BASKASI ULAŞAMAZ.BÖYLE BİR TAVRA
BÜYÜK NASİP SAHİBİNDEN BAŞKASI ULASTIRILAMAZ.(BANA DERVİŞLERİ HATIRLATIYOR BU
SÖYLEYENE DİLSİZ \VURANA ELSİZ OLABILIR KI ALLAH TAVSIYE EDIYOR)


BELED 10
İMAN EDEN,VE BİRBİRLERİNE SABRI ÖNEREN,MERHAMETİ ÖNEREN
KİŞİLERDEN OLMAKTIR O.
BELED 18.
İŞTE BÖYLEDİR UGUR VE BEREKET DOSTLARI.

ASR 2
İNSAN GERCEKTEN HÜSRAN İÇİNDEDİR.
ASR3
İNANIP HAYRA YÖNELİK İŞLER YAPAN BİRBİRLERİNE SABRI VE
HAKKI ÖNERENLER MÜSTESNADIR.


SABIRLA İLGİLİ DAHA BİRÇOK AYET VAR TABİ.
AMA KURAN BASINIZA GELEN HAKSIZLIK VEYA ZALİMLİK KARSISINDA
İNANLARA SABIR ÖNERİR.
KÖTÜLÜK PLANLARI ASLINDA SEYTANIN VESVESELERİDİR YANILMIYORSAM FELAK SURESİNDE
OLACAK,BAKAYIM HEMEN BİR SANİYE.
NAS SURESİYMİŞ NAS 4
KIVRILIP KIVRILIP SAKLANAN
SİNİP SİNİP GİZLENEN VESVESENIN.O ALDATICI SEYTANIN SERRİNDEN ,
İNSANLARIN GÖGÜSLERİNE KURUNTULAR SOKAR O.CİNLERDEN DE İNSANLARDAN DA
OLUR O.
YANİ KURAN A VE ALLAHA SIGINMAK LAZIM .
HATTA NO SUNU HATIRLAMADIGIM
BİR AYET KALBLERİN SADECE KURANLA HUZUR BULACAGINI SÖYLER.
BENCEDE ÇOK İŞE YARIYOR.
BU ARADA İYİ SAATTE OLSUNLAR BEN KENDİ KENDİME MONOLOG YAPMIŞIM YAHU..


KURAN DA İNSANIN YARATILIŞ ÖZÜ.
ALAK 2
İNSANI,EMBRİYODAN İLİŞP YAPISAN BİR SUDAN,SEVGİ İLGİ VE HUSUMETTEN YARATTI.

RUM 21
ONUN AYETLERİNDEN BİRİDE SİZİN İÇİN ,KENDİLERİNE İSİNASINIZ VE ARANIZA
SEVGİ VE RAHMET KOYSUN DİYE NEFİSLERİNİZDEN EŞLER YARATMASIDIR.
BUNDA İYİCE DÜSÜNEN TOPLUM İÇİN ELBET AYETLER VARDIR..

AHZAB 72
BİZ EMANETİ GÖKLERE YERE VE DAGLARA TEKLİF ETTİK TE ONLAR ONU YÜKLENMEKTEN KAÇINDILAR VE ÜRKTÜLER.
İNSAN İSE ÇOK ZALİM VE CAHİL OLDUGU HALDE ONU YÜKLENDİ.

KAF 16
YEMİN OLSUN Kİ İNSANI BİZ YARATTIK,
NEFSİNİN ONA NELER FISILDADIĞINI BİZ BİLİRİZ ,BİZ ONA SAHDAMARINDAN
DAHA YAKINIZ.

MEARİC 19
İŞİN GERÇEGİ İNSAN,ACELECİ,HIRSLI ,SABIRSIZ ,TAHAMMÜLSÜZ YARATILMIŞTIR.



VE SİMDİDE AFFETMEK ÜZERİNE BİRAZ .
ALİ İMRAN 134
ONLAR BOLLUKTA VE DARLIKTA İNFAK EDERLER, ÖFKELERİNİ YUTANLARDIR
İNSANLARI AFFEDENLERDİR.
ALLAH GÜZEL DAVRANIP GÜZEL DÜŞÜNENLERİ SEVER.

NİSA 149
BİR HAYRI AÇIKLAR VEYA GİZLERSENİZ,BİR KÖTÜLÜĞÜ AFFAEDERSENİZ ALLAHTA
ÇOK AFFEDİCİDİR HERSEYE GÜÇ YETİRİCİDİR.

ARAF 199
AFFETMEYİ ESAS AL,İYİYİ VE GÜZELİ EMRET,CAHİLLERDEN YUZ ÇEVİR.

ARAF 200
SEYTANDAN BİR DÜRTÜK SENİ DÜRTÜKLEDİĞİNDE ALLAHA SIĞIN.
O HERSEYİ İŞİTİR VE BİLİR.

MÜMİNUN 96
EN GÜZELOLAN NEYSE ONUNLA SAV KÖTÜLÜĞÜ .BİZ ONLARIN NASIL
NİTELENDİRME YAPTIKLARINI İYİ BİLİRİZ.


eh artık monologa girmiyeyim başka bir konuda görüşmek üzere...

11 Nisan 2009 Cumartesi

BİR ACAİP ADAM...

Atatürk Neyzen'in ününü duymuş olacak ki, çağırtmış köşküne sohbet etmişler, uzun uzun aşkla üflemiş Neyzen.. Ardından sormuş Atatürk..

- Senin çok fazla içki içtiğini söylüyorlar, benim kadar içer misin ?
Neyzen düşünüyor, içkinin hududu olmaz.
- Ne kadar içersiniz ?
- İki tane kiloluk rakı içerim.
Ata kelimelere basa basa şu sözleri söylemiştir, Neyzen'in gözünü korkutmak istemiştir.
- Nasıl içersiniz ?
- Canım ne isterse; susuz, mezesiz.
Neyzen:
- Ben de iki kiloluk içerim ama, öyle içmem.
Neyzen'in arzusu ile ortaya kocaman bir emaye kase geliyor, iki kiloluk rakıyı neyzen kaseye boşaltıyor. Başını sokup lıkır lıkır içecek zannediyorlar. Fakat Neyzen'in isteği daha bitmemiştir, bir somun ekmek ve irice bir kaşık geliyor. Neyzen ekmeği lokma lokma koparıp kasedeki rakının içine bastırıyo. Lokmalar rakıyı iyice çektikten sonra çalakaşık yanaşıyor.
Yine anlatılanlara göre, Ata:
- Pes, pes, diye bağırarak ayağa fırlamış ve elleriyle yüzünü kapamış, ayrılırken de saygılarını sunmuştur. Yine rivayete göre Ata öldükten sonra Neyzen, evinden haftalarca çıkmamış..


Anladin Mi?

Hicran destanini kendinden oku,
Mecnun'dan duyup da rivayet etme.
Aşkin Leyla'sini gördünse söyle.
Söz temsili bulup hikayet etme.

Yüz bin Leyla dogar alemde her gün,
Senin aradigin zevk, sefa dügün.
Tutacagin işi önceden düşün;
Daha ilk adimda nedamet etme.

Sevdanin oduna pek güvenilmez,
Tutuşurşan eger kolay sönülmez.
Bu yolun hükmüdür geri dönülmez,
Canina kiymazsan seyahat etme.

Iyi bak kabina, olmasin delik,
Boşuna taşirsin ,gider gündelik.
Aninda olmali, ettigin iyilik,
Alem duysun diye, inayet etme.

Kabe'den maksadin varmaktir yara,
Kör gibi tapinma, kara duvara,
Hizir'i ararsan kendinde ara,
Bulamadim gibi rezalet etme.

Muhabbet herkesin aklini çelmez,
Gönül viranesi kolay düzelmez.
Alemden çekinme bir zarar gelmez,
Sen kendi kendine hiyanet etme.

Şen şatir gönlüne hicran dolmasin,
Gençligin gülşeni gamla solmasin.
Neyzen gibi aklin yarda olmasin,
Özründen çok büyük kabahat etme.


Neyzen Tevfik

9 Nisan 2009 Perşembe

zerdüşt'ten yine...

zaman zaman dönüp dönüp okuduğum bu kitap saplantım gibi .kusura bakmayın..


kaç dostum yanlızlığına kaç .
büyük adamların gürültüsünden sersemlemiş,küçük adamların
iğneleriyle ,delik deşik görüyorum seni.
orman ve kaya seninle ,onurlu ve nasıl susulcagını bilir.
yanlızlığın bittiği yerde panayır başlar,
panayırın başladığı yerde büyük oyuncuları şamatası ve
zehirli sineklerin vizıltısı başlar.
dünyada gösterilecek kimse bulunmayınca en iyi seyler
bile basarısızlığa mahkumdur.
halk da bu göstericilere büyük insan der.
halk büyük seyden pek anlamaz,ama büyük seylerin tüm
oyuncularını ve göstericilerini tanır.

oyuncunun ruhu vardır, fakat vijdanı yoktur çogu zaman.
o her zaman inandırmak istediği seye inanır.

yarın farklı bir seye, ertesi gün başka bir seye inanır.
oyuncunun hisleri,halk gibi çok cobuk değişir.

ona göre devirmek ,kanıtlamak
delirtmek ,kandırmaktır.
kan ise kanıtların en geçerlisi olarak görünür ona..


ancak duyarlı kulakların duyabileceği bir gerçeğe,
yalan ve hiç der.
o sadece yeryüzünde büyük ses çıkaran tanrılara inanır.


gösterişli soytarılarla doludur panayır yeri,
halk bu insanlara büyük insan der.
yaşadıkları zaman efendileridir bunlar.


fakat zaman onları zorlar,
onlarda seni zorlar.
evet yada hayır diye cevap isterler.


ey gerçek aşığı,
bu cansıkıcıları ve kaypakları kıskanma.
çünkü gerçek hiçbir zaman kaypakların
koluna asılmamıştır.



bu tedirginlik veren kişilerden kendini sakın,
bunlar ancak panayırda seni evet veya hayıra zorlar.


duyuşları yavastır derin pınarların,
derinliklerine düsenin sesini duyup anlamak için
uzun süre beklemeleri gerekir.


kaç dostum ,yanlızlığına kaç..
görüyorum ki zehirli sinekler her tarafını
delik ,deşik etmiş.
rüzgarın sert ve sağlam estiği bir yere kaç..


yanlızlığına kaç...
çünkü sen küçüklerle ve acınası adamlarla çok iç ,içe yaşam sürdün.
onların gizli kinlerinden kaç.
sana karşı onlar ,kinden başka bir sey değillerdir.


el kaldırma onlara..
onların sayıları bilinmez,
ve senin kaderin sinek kovalmak değildir.


küçükler ve acınası kişiler sayısızdır.
nice magrur eserlerin yok olmasına neden olmuşlardır.
yağmur damlaları ve yabani otlar.




sen bir taş değilsin
ama damlaların çokluğu seni oymuş bile.
sayısız damlalarla çatlayıp kırılıcaksında.


seni bitkin görüyorum,
zehirli sinekler yüzünden....
delik ,deşik edilerek açılan ,kanayan yaralar gördüm.
gururun öfkelenmek bile istemiyor.



onlar senden tüm masumluklarını takınarak kan isterler.
kansız ruhların ,kana ihtiyacı vardır.
onun içinde tüm masumluklarıyla sokarlar....


ey derin kişi..
küçük yaraların acısınıda çok derin
olarak duyuyorsun .
daha tam olarak iyileşmeden,
aynı zehirli kurt tekrar elinin üzerinde gezmektedir.



bu ayırt etmeden yiyen oburları
öldüremeyecek kadar gurulusun,
fakat onların bu zehirli vijdansızlıklarına dayanmak
felaket getirmesin sana..


onlar övgüleriyle çevrende vızıldar,
senin tenine ve kanına yakın olmak isterler.




kendilerini sana sevimli ve sirin gösterirler.
ama bu daima..
korkakların acıkgözlülüğü olmuştur bu..
evet açıkgöz ve korkak olurlar.
yetersiz ruhlarıyla seni çok düşünürler,
sürekli süphe duyarlar senden.
çok düşünülen hersey süphe uyandırır..


bu faziletlerin yüzünden seni cezalandırırlar.
sen yumuşak ve doğru olduğun için dersin ki,
bu küçük varlıklar suçsuzdur.
ancak onların yetersizlikleri söyle düşünür.
şuçludur bütün büyük varlıklar.


sen onlara sevecen davransan bile,
kaba olduğunu düşünürler.
senin iyiliğine,
sinsice yapılmış kötülükleriyle cevap verirler.


senin sessiz gururun,
onların zevklerine ters düşer.
birkez bile ,ciddiyetten uzaklasma alçakgönüllügünü
gösterirsen sevinirler.



senin önünde kendilerini küçük hissederler,
ve hainlikleri sana karşı gizli bir kin halinde,
parıl parıl, parlar.


fark etmedinmi?
sen yanlarınına yaklaştığın zaman ,
nasılda sustuklarını.
ve güçlerinin sönen bir ateşin dumanı gibi
onlardan kaybolup gittiğini...


evet komsum ,sen komsularının huzuru kaçmış vijdanısın..
zira onlar sana yaraşacak uygunlıkta degiller...
bu nedenle senden nefret ederler.
ve senin kanını emmek için can atarlar.


komşuların sürekli zehirli sinekler olacaktır.
ve sen büyük oldukça
onlar daha da zehirli olacak ve daha da sinekleşeceklerdir.


KAÇ DOSTUM KAÇ
YANLIZLIĞINA KAÇ...
SERT VE SAĞLAM RÜZGARIN ESTİĞİ BİR YERE ÇEKİL.
SENİN KADERİN ,SİNEK KOVALAYACILIĞI DEĞİLDİR
VE BÖYLE BUYURDU ZERDÜŞT......
bu gün yine Kuran'dan yazacağım..
konuları bölerek yazmaya karar verdim .bugün kimlere yakın olmak ,
ve olmamak
gerektiği konusunda bazı ayetler yazacağim..


TÖVBE 67

İkiyüzlülerin erkekleri de kadınları da birbirinin aynıdır.
kötülüğe özendirir,iyilikten alıkoyarlar.
harcamamak için ellerini sıkarlar.onlar Allahı unuttular,
allahda onları unuttu.ikiyüzlüler yoldan sapmışların ta kendileridir.


TÖVBE 119..

Ey iman edenler,
Allahtan korkun ve özü sözü doğru kişilerle beraber olun.


AHZAB. 48
İnkarcılara, ikiyüzlülere itaat etme.onların ezalarına
aldırma.Allah a tevekkül et.vekil olarak Allah yeter.


ŞUARA .151.
Savurganlık edenlerin,haddi aşanların buyruğuna uymayın.


FURKAN 43.44

Eğreti arzusunu ilah edineni gördün mü?
simdi sen ona vekilmi olacaksın.

44.yoksa sen bunların çoğunun işittklerini,
aklettiklerinimi sanıyorsun?
onlar hayvanlar gibidirler,hatta yolca hayvanlardan
da saşkınlardır.

KEYF 28.

Benliğini ,sabah akşam yüzünü isteyerek rablerine
yalvaranlarla beraber tut.
iğreti dünya hayatının süsünü isteyerek gözlerini
onlardan kaydırıp uzaklastırma.
ve sakın kalbini bizim zikrimizden/kuran'ımızdan
gafil koyduğumuz ,boş arzularına uymuş kişiye boyun
eğme.böylesinin işi hep aşırılıktır.


ENFAL 22.
çünkü yeryüzünde debelenenlerin Allah katında en kötüsü,
akıllarını işletmeyen sağır ,dilsizlerdir.


ENAM 68
Ayetlerimiz hakkında lakırdıya dalanları gördüğünde,
onlar başka bir söze dalıncaya değin onlardan yüz çevir.
eger seytan sana unutturursa ,hatırladıktan sonra o zalimler
topluluğu ile oturma.

MAİDE 57 . 81 .105

57.Ey iman edenler,
sizden önce kitap verdiklerimizden,ve küfre sapanlardan
dininizi oyun ve eğlence edinenlerden dost tutmayın.
eğer inanıyorsanız Allahtan sakının.


81.
eğer Allah a peygambere ve ona indirilmiş olana inansalardı,
küfre sapanları dostlar edinmezlerdi.
ama onların çokları yoldan saomışlardır.

105
ey iman edenler,
siz kendinizi düzeltmeye bakın,siz doğru yolda
oldukça sapmış olan size zarar veremez.
tümünüzün dönüşü allahadır ,o size neler yapıyor
olduğunuzu haber verecektir.


KALEM 10 .11 12.

10.Şunların hiçbirine egilme,çok yemin eden
bayağı alçak.

11. alaycı gammaz ,koğuculuk için dolaşıp duran

12. hayrı engelleyen ,sınır tanımaz saldırgan
günaha batmış.

13 .kaba ,obur bütün bunlardan sonra soyu bozuk
kötülükle damgalı...

bu kadar değil elbet ,ama bunları toparlayabildim
bundan sonraki kuran konum ,affetmek bağışlamak üzerine
olacak Allahın izniyle...

7 Nisan 2009 Salı

NIETZSCHE( ZERDÜŞT'DEN)

ZERDÜŞT BUNLARI MIRILDANIRKEN GÜNEŞİ TAM TEPESİNDE GÖRDÜ,
ÖĞLE OLMUŞTU.
TİZ BİR ÇIĞLIK SESİ DUYDU,KAFASINI KALDIRDI HAVADA BÜYÜK
DAİRELER ÇİZEN BİR KARTALIN ÇIĞLIĞIYDI BU.
BOYNUNDA BİR YILAN ASILIYDI AMA AVLAMIŞ GİBİ DEĞİL ,
TAM TERSİNE BİR DOST GİBİ ASILMIŞTI.
ZİRA YILANDA KARTALIN BOYNUNA SARILMIŞTI.
ZERDÜŞT GÖNLÜNDEN GEÇEN BİR SEVİNÇLE,
BENİM HAYVANLARIM BUNLAR DEDİ.YERYÜZÜNÜN EN GURURLU
HAYVANI VE EN ZEKİ HAYVANI .
BUNLAR MERAKLANMIŞLAR,ZERDÜŞT YASIYORMU DİYE ARAMAYA
ÇIKMIŞLAR.
BEN YAŞAMAKTA MIYIM?
İNSANLARIN ARASINDA YAŞAMAK ,HAYVANLARIN ARASINDA
YAŞAMAKTAN DAHA TEHLİKELİ OLDU.
ZERDÜŞT TEHLİKELİ YOLLARDAN YÜRÜYOR.
BU GURURLU VE AKILLI HAYVANLAR IŞIK TUTMALI BANA.
ZERDÜŞT BUNLARI MIRILDANIRKEN,ORMANDAKİ YAŞLI ADAMLA
KONUŞTUKLARI GELDİ AKLINA BİRDEN.
GÖGSÜNÜ ÇEKEREK ,AHH AKILLI OLABİLSEM ÇOK AKILLI OLABİLSEM
TIPKI YILANIM GİBİ.
AMA OLANAKSIZ BİRSEY İSTEMEKTEYİM.
O ZAMAN GURURUMDAN AKLIMDAN AYRILMAMASINI,BERABER YÜRÜMESİNİ
İSTEYEYİM.
YA AKLIM BENİ BİRAKIP GİDERSE,
AHHH KAÇIP GİTMEYE BAYILIR O
O ZAMAN GURURUM ,DELİLİĞİMLE KAÇSIN GİTSİN.
VE BÖYLE BAŞLADI ZERDÜŞT ÜN BATIŞI.........

OBAMAAAA....

BİR AMERİKAN BAŞKANINI DAHA AGIRLADIK .
HAYIRLI OLSUN..
ÇOK ŞÜKÜR KAZASIZ BELASIZ POSTALADIK.
DÜNYA BU ADAMDAN ÇOK SEY BEKLİYOR ANLASILAN.
UNUTMAMAK GEREKEN NOKTA İSE:
ABD DE BASKANLAR DEGİŞİR ,FAKAT PLANLAR DEGİSMEZ.
BEN FAZLA UMUT BAGLAMIYORUM KENDİSİNE.
TABİ BUSH DAN SONRA , ADAM HERKESE SEMPATİK GELİYOR.
AMERİKA İMAJ DEGİSTİRMEK İÇİN BOYLE BİR SECİM YAPTI DA....
BAKALIM GÖRECEGİZ...
ZENCİ OLMASI ,ILIMLI OLMASI İYİ BİR VİTRİN TABİ..
FAKAT ZENCİLİGİ TARTIŞMALI BIR KONU BENCE,BİR TABİR
VARDIR :BEYAZ ZENCİ YANİ BİR BEYAZ GİBİ OLANAKLARDA YASAMIŞ
İNSANLARA KULLANILIR DAHA ÇOK OBAMACIK DA BEYAZ ZENCİİ..
ERMENİ GĞRÜŞÜNÜ BİRAZ YUMUŞATMIŞ KENDİLERİ,
ERMENİ LOBİSİNİN DESTEGİ İÇİN BÜTÜN ADAYLARIN SIGINDIGI
BİR MEVZUDUR BU DA.
HEPSİ İKTİDAR OLUNCA ÇARK EDER CİDDİYE ALMAMIŞTIM ZATEN.
AMERİKA TÜRKİYEYİ GÖZDEN CIKARAMAZ ,ORTADOGUDA EN RAHAT AT OYNATTIGI
YERLERDEN BİRİ BURASI .
ZATEN ÜLKEMİZİN COGRAFİ KONUMU KÜÇÜMSENECEK GİBİ DEGİL.
BİZ ALIŞIGIZDIR EL ETEK ÖPMEYE,KEŞKE BİRAZ DAHA AKLI SELİM
POLİTİKACILARIMIZ OLSADA DAHA İYİ DEGERLENDİREBİLSEK..
BU TEKNOLOJİ SAYESİNDE BİZE BAZI OLAYLARI PERİ MASALI HALINDE
BİR SUNUŞ VAR..
ÇEVREMDEKİ BÜTÜN HANIMLARIN OBAMA TUTKUSUNA BAKARSAK OLDUKÇA
BASARILI OLMUŞ SUNDUKLARI VİTRİN.
BEN BİRAZ ZAMAN TANIMAK GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM.
BENİM GÖZÜMDE DÜNYAYA ADALET GETİREBİLECEK BİR ADAM DEGİL.
İSTESEDE BUNU SİSTEM BIRAKMAZ.
AMA HERHALDE BUSH U ARATACAK BİR ADAMDA OLAMAZ.
KENDİSİNE BASARILAR DİLİYORUM ,ÇÜNKÜ ÜZERİNE YÜKLENEN
MİSYON OLDUKÇA FAZLA.
BASARILI OLMASINI DİLERİM.BU TÜM DÜNYANIN MENFAATİNE OLUR
HADİ BAKALIM OBAMA İZLEMEYE DEVAM SENİ...

geniş bakabilmek?

> HANGİSİ ???
>
> Juan, motosikleti ile Meksika sınırına gelir.
> Arkasındaki iki büyük çantayı gören sınır polisi
> şüphelenir ve içinde ne olduğunu sorar.
>
> Juan: 'Yalnızca kum', diye yanıt verince
>
> polis: - Aç bakalım çantaları, der.
>
> Juan çantaları açar, polis didik didik kontrol etmesine
> rağmen kumdan başka birşey bulamaz çantada!
> Bununla yetinmeyen polis, gece yarısına kadar kumu her tür
> tahlilden geçirtir ancak saf kumdan başka birşey yoktur!
>
> Polis, çantalarını Juan'a geri verir ve
> sınırdan geçmesine izin verir.
>
> Ertesi gün Juan Motosikletinin arkasında iki büyük
> çantayla tekrar sınırda belirir. Polis Juan'ı
> gene durdurur, didik didik arar, ! birşey bulamaz ve Juan'ı
> serbest bırakmak zorunda kalır.
>
> Bu olay, polis emekli
> olana dek yıllarca devam eder!
> Bir gün emekli polis Meksika'da bir barda otururken
> Juan'ın içeri girdiğini görür ve derhal yakasına yapışır;
>
> -Senin yıllardır birşeyler kaçırdığından eminim. Çıldıracağım
> Geceleri uyku uyuyamıyordum senin yüzünden. Lütfen
> anlat bana ne kaçırdığını. Aramızda kalacağınaemin olabilirsin.
>
> Juan gülümseyerek yanıtlar:
> 'Motosiklet'
>
> DETAYLA BOĞUŞURKEN ÖZÜ KAÇIRMAYALIM :)
>
>
> ESAS AKIL
>
>
> Bir akil hastanesini ziyareti sirasinda, adamin biri sorar:
> - Bir insanin akil hastanesine yatip yatmayacagini
> nasil belirliyorsunuz?
>
> Doktor: - Bir kuveti su ile dolduruyoruz. Sonra
> hastaya uc sey veriyoruz. Bir kasik, bir fincan! ve bir kova. Sonra
> da kisiye kuveti nasil bosaltmayi terci! h ettigi ni soruyoruz.
> Siz NE yapardiniz?
>
> Adam: - Ooo! Anladim. Normal bir insan kovayi tercih eder.
> Cunku kova kasik ve fincandan buyuk.
>
> - Hayir, der doktor.
> Normal bir insan kuvetin tipasini ceker.
>
> SADECE BİZE SUNULANLARİN DİSİNDA COZUM BULMAKTİR AKIL :)

bir kısa öykü..

Gece olunca, insanlar maymuncuklarını ve fenerlerini yanına alır ve komsusunun evini soymaya gidermis. Gün dogarken geri döndüklerinde yüklerini alırlarmıs. Ama her seferinde kendi evlerini de soyulmus bulurlarmıs. Ülkede kimse kaybetmezmis, çünkü herkes birbirinden çalar ve bu dolasım son kisi ilk kisiden çalana kadar sürermis.

Bir gün, nasıl olmuşsa, dürüst bir adam ortaya çıkmıs. Gece oldugunda, çanta ve fenerle dısarı çıkmaktansa evinde kalıp çalışmayı tercih edermiş. Hırsızlar geldiğinde evde ışık yandığını görüp soymak için içeri girmezlermiş. Ve bu durum bir süre devam edince, ahali bir konunun açıklığa kavuşmasını istemiş:
'Çalmadan yaşamak senin tercihin, ama başkalarını bir şey yapmaktan alıkoymaya hakkın yok.' demişler.
Bunun üzerine dürüst adam, geceleri evinden çıkar, fakat hiçbir şey çalmaz, döndüğü zaman evini hep soyulmuş bulurmuş. Adamın bir haftadan daha az bir sürede, yiyecek tek bir şeyi kalmamış ve ülkeyi terketmek zorunda kalmış.

Daha iyi soygun yaparak zenginleşenler kendileri için soygun yapmak üzere maaşlı hırsızlar tutmaya başlamışlar. Zengin fakir ayrımı giderek çoğalmış. Zenginler mallarını korumak için polis teşkilatı ve hapishaneler kurmuşlar ve kendi mallarının çalınmasını yasa dışı ilan etmişler. Ancak yoksulların mallarını çalmak hala serbestmiş. Bir süre geçtikten sonra, artık kimse soymaktan ve soyulmaktan söz etmez olmuş. Çünkü yoksulların çoğu ya açlıktan ölmüş ya da ülkeyi terketmişler. Zenginler ve maaşlı soyguncular ise soyacak kimse kalmadığı için servetlerini yitirmeye başlamışlar.

Sonunda zenginler eski düzeni yeniden sağlamak için dürüst adamı başa getirmeye karar vermişler.Ancak dürüst adamın evine gittiklerinde sadece yerde yazılı bir kağıt varmış.Kağıtda şunlar yazıyormuş: ' Bir insan sadece dürüst olduğu için aranıyorsa her şey için çok geç olmuş demektir...'

'BIR MİLLET UYUYORSA UYANDIRMAK KOLAYDIR.
UYUMUYOR DA UYUYOR GİBİ YAPIYORSA NE YAPSANIZ NAFİLE, UYANDIRAMAZSINIZ. '
(Indra Ghandi)

2 Nisan 2009 Perşembe

TEMEL

> Temel İtalya'da Fiat fabrikasında çalışan bir
> işçi...
> O zamanki Sovyet lideri Krusçev resmi bir ziyaret için
> İtalya'ya gelmiş.
> Programda Fiat tesisleri de var.
> Fabrikanın tezgâhları arasında dolaşırken Temel'e
> rastlamış. Herkesin
> gözü önünde ''Vay Temel...'' diye
> sarılıp kucaklaşmış.
> Orada ayaküstü sohbet etmişler. Tüm protokol bu
> dostluktan şaşkın...
>
> Konuk gittikten sonra patron Temel'i çağırıp,
> Krusçev'i nereden tanıdığını sormuş.
> Temel 'Hiiç' demiş.
> ''Ben eskiden komünisttim.. . 1 Mayıs
> kutlamaları için parti beni
> Moskova'ya göndermişti. Orada
> tanışmıştım.''
>
>
> Olay unutulmuş.
>
> Üç beş ay sonra bu kez Amerika Başkanı Nixon gelmiş
> İtalya'ya.
> Yine aynı program ve fabrika ziyareti.
> Tezgâhların arasında''Vay Temel. Vay
> Nixon.'' muhabbeti...
> İyice meraklanan patron ziyaretten sonra Temel'i yine
> çağırtmış.
> Soru da cevap da aynı;''Bir ara Am erika'ya
> göç etmeye kalkıştım. New
> York'ta başım polisle belaya girdi. Bu Nixon o zaman
> çiçeği burnunda
> bir avukattı. Beni o savunmuştu.''
>
> Olay bu kadarla kalsa iyi.
> İki ay sonra Fransa Başkanı De Gaulle ziyaretinde de
> aynı manzara
> yaşanınca Patron Agnelli derin bunalımlara girmiş.
> Kendisini tanıyan yok. Yanında çalışan Temel'in
> uluslararası çevresi var.
> - De Gaulle'ü nereden tanıyorsun?
> - Nazilere karşı Paris'te yeraltı savaşı
> yapıyorduk... Özel kuryesiydim.
> - Sen herkesi tanır mısın?
> -Evet, hemen hemen... Patron iyice hırslanmış.
> - Neredeyse Papa da arkadaşım diyeceksin.
>
> Temel gülmüş.''Tabii. Yakın
> arkadaşımdır.''Çıldırma noktasına gelen
> Agnelli haykırmış :
> - İspatla... İspatlayamazsan kovarım...
>
> Temel :
> - Tamam, bu pazar ayininde Vatikan meydanında olun. Papa
> balkondan
> halkı takdis ederken ben yanında olacağım.
> Patron pazarı iple çekmiş. Vatikan'da Papayı
> bekleyen kalabalığın
> arasına karışıp beklemeye başlamış. Bir süre sonra
> Papa balkona
> çıkmış. Yanında Temel...
> Kalabalığa bakıp, patronunu bulmaya çalışıyor.
> O sırada bir kargaşa olmuş. Biri bayılmış. Temel
> bayılanın kendi patronu olduğunu görünce
> Papaya''Bana müsaade' deyip
> meydana koşmuş.
> Agnelli yerde yatıyor.
> Bir iki kişi de ayıltmaya çalışıyo r.
> Temel çevresindekilere,''Bu benim patronumdur; ne
> oldu?''diye
> sorunca biri cevap vermiş :
>
> - Siz Papa ile balkona çıktığınızda bunun önünde
> iki Japon turist
> vardı. Japonlardan biri senin patronuna döndü.
> 'Şu sağdaki bizim Temel, ama yanındaki kim?'diye
> sorunca seninki düşüp bayıldı.
>

PENCERE

Genç bir cift, yeni bir mahalledeki yeni evlerine tasinmislar. Sabah kahvalti yaparlarken, komsu da camasirlari asiyormus. Kadin kocasina ' Bak, camasirlari yeterince temiz degil, camasir yikamayi bilmiyor, belki de dogru sabunu kullanmiyor.' demis. Kocasi ona bakmis, hicbir sey soylememis, kahvaltisina devam etmis.
Kadin, komsusunun camasir astigini gordugu her sabah ayni yorumu yapmaya devam etmis.
Bir ay kadar sonra, bir sabah, komsusunun camasirlarinin tertemiz oldugunu goren kadin cok sasirmis 'Bak' demis kocasina ' Camasir yikamayi ogrendi sonunda, merak ediyorum, kim ogretti acaba ?'
'Ben bu sabah biraz erken kalkip penceremizi sildim' diye cevap vermis kocasi.
Hayat boyle degil midir?
Baskalarini izlerken gorduklerimiz, baktigimiz pencerenin ne kadar temiz olduguna baglidir. Birini elestirmeden ve hemen yargilamaya davranmadan once zihin durumumuza bakmak ve 'iyi' olani gormeye hazir olup olmadigimizi farketmek guzel bir fikir olabilir...

AH BU KLİP



bu klibinde hastasıyım,kendimi zaman zaman böyle hayal edip egleniyorum kendimle..