30 Kasım 2010 Salı

Haberleri dinliyorum........
Gözlerim kapalı.
Önce hafiften bir rüzgar esiyor,
belli Amerikan rüzgarı ( şaka bir yana )
Güncel olaylar hakkında pek yazmıyorum ama,
artık işi çığrından çıkardılar.
Vikileaks skandalı denen şeye bakıyorum.
Yahu bize bilmediğimiz şeylerden bahsedin,
basının allayıp pullayıp,ballandıra ballandıra
anlattığı hükümetle ilgili söylenmiş olanları
vikileasın söylemesine gerek mi var ?
Bunların hepsi bildiğimiz gayet aşina olduğumuz
acı gerçekler !
Benim anlamadığım gözümüzün önünde cereyan eden olaylar,
anca ABD patentli olunca gündeme getiriliyor.
Benim şahsi fikrim ,vikileas belgeleri açıkladıkları hiç bir mevzu
vooov dedirtmedi .
Bundan sonra sıradışı birşeyler yayınlarlarsa onu bilemem artık.

27 Kasım 2010 Cumartesi


Sert eser rüzgarlar bazen,
kırılır bütün dallar ,umutlar.
Bakakalırsın rüzgarın ardından.
Sonra :
Biraz acı ,biraz sızı.
Alışırsın zamanla.........
Bir bakarsın hiç birşey hissetmez olmuşşun.
Ve döner durur dünya.
Vicdanın rahatsa eğer,
varsın felek çapasını ,orağını ,kazmasını ,rüzgarını
dilediği kadar savursun .
Deyip devam edersin..................

25 Kasım 2010 Perşembe

Kimden kaçıyoruz,kendimizden mi ?
Ne olmayacak şey !
Kimden kapıp kurtarıyoruz , Hak'tan mı?
Ne boş bir zahmet !

23 Kasım 2010 Salı




Değerli Hüseyin Usta ,
ödülümü vereli 2 hafta olmuş.
Bu konuda biraz tembel davranmış olsamda
bende adeti bozmadan ,Usta'ya teşekkürlerimi
iletip ,geleneği devam ettiriyorum :=)

Elif gibi

Nays Ting

Cittaslov botanik park

Gitmek kendinden ötelere

Göçebe zamanlar

Gönül üniversitesi

O.k a Mavi tutku

Kapalı kutu

Ali Zafer Sapçı

Fuat gencal

Öylesine izlenimlerim

Pictobet

Bir damla su

Hadi hayırlı uğurlu olsun :=)

22 Kasım 2010 Pazartesi


" Elbaki.. Merhum ve gafur ilarahmete rabbülgafur karı dırdırından
vefat eden Esseyid Halil Ağa'nın ruhuna fatiha"
Merkez efendi mezarlığında bulunan mezar taşının üzerinde'' hicri 1260
yılında karı dırdırından vefat eden Esseyid Halil ağa'nın ruhuna
Fatiha" yazısı, Türk toplumunda, mezar taşlarının, adeta bir mesaj
panosu olarak kullanıldığının, en güzel örneklerinden biridir.
Anlaşılan o ki yaşadığı süre içerisinde karısının çenesinden çok çeken
Halil Ağa ölmeden önce bir mezar hakkâkine kabir taşının bu şekilde
yazılmasını vasiyet etmiştir.
Belki de ömrü boyunca eziyet çektiği karısını bu şekilde ifşa ederek
ondan intikam almıştır.
Bu gün hala yerinde olan bu mezar taşının bir karikatürü de meşhur
mizah dergilerinden "Akbaba" dergisinde yayınlanmıştır.
Dünyası karısı tarafından cehenneme çevrilen Halil Ağa umarız ki
ahirette huzur içerisinde olur.

20 Kasım 2010 Cumartesi

Daha sperm halindeyken başlıyoruz yaşam mücadelemize.
100 lerce spermden öne geçerek annemizim karnında, yaşama
tutunuyoruz.
Sonrada sımsıkı yumruklarla doğuyoruz ,dünyaya meydan okurcasına.
Sonrası mı ?
Yumruklarımızı sıkarak geldiğimiz dünyadan avuçlaımızı açarak gidiyoruz.
Burdaki görevimiz bitiriyor ve geldiğimiz yere geri dönüveriyoruz.
Hiç olmamışız gibi !
Döndüğümüz yerde ne oluyor desem ,dediği gibi sairin;
Bir çok giden memnunki yerinden ,
dönen yok seferinden.
"Peanut" çizgi dizisinin yaratıcısı Charles Schultz'un felsefesi
Belki okumamış olanınız vardır,paylaşmak istedim.


1.Dünyanın en varlıklı 5 insanı kim?
2.Son beş 'Camel Trophy'yi kimler kazandı?
3.Son beş yılın güzellik kraliçeleri kimlerdi ?
4.Nobel ödülü kazanan 10 kişinin adlarını söyleyin.
5.Oscar ödülü kazanan 12 aktör veya aktrisin adlarını söyleyin.
Ne kadarını yanıtlayabildiniz ?

Aslına bakarsanız geçmişin ünlülerini hiçbirimiz hatırlamayız.
Bunların hepsi kendi alanlarının en iyileridir.
Fakat alkış biter. Ödüller solar. Başarılar unutulur.
Ünvanlar ve sertifikalar sahipleriyle birlikte gömülür.
Simdi de bu sorulari yanitlayin

1.Okul hayatınızda sizi destekleyen bir kaç öğretmeninizi sayın.
2.Zor bir zamanınızda size yardım eden 3 arkadaşınızın adını söyleyin.
3.Size kayda değer birşeyler öğreten 5 kişi söyleyin.
4.Sizi takdir edip, özel hissettiren bir kaç kişi düşünün.
5.Birlikte olmaktan zevk aldığınız 5 kişi düşünün.

Daha kolay değil mi?


Kıssadan hisse: Hayatınızda bir fark yaratan insanlar en fazla saygınlığa,
en çok paraya ya da ödüle sahip olan kişiler değildir.
Size önem veren, özen gösteren kişilerdir.

18 Kasım 2010 Perşembe

" İyi bir şey olacak mı? hayır dedim kendime. İyi şeyler birdendire
olur. Böyle bekletmez insanı. Sürüncemede kalan heyecanlardan yalnızca
kötü şeyler çıkar ya da hiçbir şey çıkmaz."
O.Atay.

11 Kasım 2010 Perşembe

Başkalarının günahlarıyla , aziz olamazsınız .

Anton Çehov
Avrupa'nın ünlü sanat merkezilerinden birinde, çocuğun biri, vitrinde çok hoş
bir tablo görür. Tablonun bedeli oldukça yüksektir.
Çocuk bu tabloyu bir sonraki sene abisinin doğum gününe almayı ister ve bir iş
bulup kıt kanaat geçinerek biriktirdiği tüm para ile mağazaya gider.
Şanslıdır, tablo hala satılmamıştır.
İçeri girer, tabloyu bir süre yakından izledikten sonra resmi yapan sanatçıyı
bulur ve ;
"Abimin doğum günü için bu resmi satın almak istiyorum, tüm param da bu kadar"
der.

Ressam bir süre düşündükten sonra resmi paketler ve çocuğa satar.
Çocuk paketini alır ve teşekkür ederek çıkar.Mağazada adamın arkadaşları da
vardır ve şaşkın şaşkın sorarlar :
"Sen ne yaptın, o resmin değeri milyonlar ederdi.
Neden bu kadar düşük bir rakama sattın?"

Ressam cevap verir:
"Evet, ben bu resme milyonlarını verecek bir sürü insan bulabilirdim, ancak tüm
servetini bu resme verecek kaç kişi bulabilirdim?..."

Sözün Özü:
Günümüzde insanlar her şeyin fiyatını biliyor, fakat hiçbir şeyin değerini
bilmiyorlar. Özellikle Dostluğun ve Dürüstlüğün..!!
Oscar WILDE

8 Kasım 2010 Pazartesi

Ne yap yap ,kurban gitme kışın zalim eline ;
Özün arıtılmadan yaz'ı almasın senden;
Bir şişeye bal akıt, başka yere bir hazine ,
sun güzel hazinenden,kendin sona ermeden.
Bu iş haram değidir ,tefecilikte değildir.
Sevinç verir gönüllü borç ödeyenlerine.
Görevin başka bir sen yaratmaktır,bunu bil.
İşte on kat mutluluk ;on gelir bir yerine.
On kat büyük bir görkem doğar gür benliğinden.
Ortaya senin eşin on tane sen çıkar da.
Ölüm
eli böğründe kalırdı göçünce sen.
Bırakırdı ,yaşardın gelecek kuşaklarda.
Vazgeç inattan ; öyle güzelsin ki olmalısın .
Ecel senin fatihin, solucanlar mirascın..

Shakspeare

7 Kasım 2010 Pazar




Türk usulü :=(
Dertlere care varsa ,uzulmeye gerek yok.
Care yoksa zaten, uzulmeye gerek yok !

Tibet sözü

4 Kasım 2010 Perşembe

ICI SIKILIYORDU. ANLAYAMADIGI BIR DUYGU ICINI BURKUYORDU.
EN IYISI ONA GITMEKTI. O YARDIMCI OLABILIRDI. TELEFON ACTI
KAHINE.
"IMKANSIZ, TAM CIKMAK UZEREYDIM."
"LÜTFEN" DEDI KADIN KENDISINI KIRAMAYACAGINI DÜSÜNEREK....
ÇOK ZENGINDI KADIN, ÜLKENIN EN ZENGINLERINDEN.
DOGAÜSTÜ GÜÇLERE INANIRDI VE KAHININ MÜDAVIMLERINDENDI. TABII KI
KAHIN BÖYLE IYI BIR MÜSTERISINI KIRAMAMISTI.

KARSILIKLI OTURUYORLARDI. ÖNLERINDEKI SUYA BAKTI KAHIN, KASLARI
ÇATILDI, GÖZBEBEKLERI BÜYÜDÜ, ALT DUDAGI DÜSTÜ, KAFASINI KALDIRIP ONA
BAKTI;
"ÇOK ÜZGÜNÜM" DEDI, DURAKLADI, BELLI KI SÖYLEMEK ISTEMIYORDU.
"NE?" DEDI KADIN ISRARLA, VE KAHIN SÖYLEDI :
"SUDA YARINI GÖREMIYORUM.. ."

YIKILMISTI KADIN. MEDYUM BUGÜNE KADAR HIÇ YANILMAMISTI.
YARIN OLMADIGINA GÖRE BU GECE ÖLECEKTI. NE YAPMALIYDI? EVINE
GITTI, VASIYETINI YAZDI, BIRAZ TV IZLEDI. UYKUSU GELMISTI.

SON GECESIYDI VE NE YAPACAGINI BILMIYORDU.
EN IYISI UYUMAKTI. BÖYLECE ÖLÜRKEN HIÇ BIR SEY HISSETMEZDI.

YATAGINA UZANDI, GÖZLERINI KAPATTI VE.. DERIN BIR UYKUYA DALDI.
UYANDIGINDA GÜNES YENI DOGMUSTU, KUS SESLERI GELIYORDU.
"CENNETTE MIYIM?" DIYE DÜSÜNDÜ.

HERSEY GECE BIRAKTIGI GIBIYDI. KALKTI, SABAHLIGINI GIYDI, SALONA
INDI, HERSEY NORMAL GÖZÜKÜYORDU. KAHIN BU KEZ YANILMIS MIYDI ACABA?
MASANIN ÜSTÜNDEKI GAZETEYE GÖZÜ ILISTI. MANSETTE BÖYLE YAZIYORDU :
"ÜNLÜ KAHIN ÖLDÜ"

Hayatlarini kendi kararlari ile yasamak yerine baskalarinin
kararlari ile yasamayi seçenlere. . . .

1 Kasım 2010 Pazartesi

Simdi sen "su" oldugunu dusun.
Su kadar ozel, su kadar faydali ve su kadar cok, tukenmez...

...Ama ister cesmelerden dokul, ister goklerden yag, ister nehirler
dolusu ak; dibi olmayan bir kovayi dolduramazsin.
Yani seni dinlemeyenlere sesini duyuramazsin...
Unutma; daha cok bagirdiginda daha cok dinlenmezsin...
Gurultunun parcasi olursun sadece!..
Suyun yaninda olanlar suyu en az icenlerdir.
Cunku; "Su nasilsa burada, luzum yok ki suyu kana kana icmeye" diye
dusunurler...

Aynen, sesini surekli duyanlarin seni dinlemedikleri gibi!
Ormandaki hic bir hayvan, irmagin gurultuler koparan yerinden su
icmeye calismadi simdiye kadar.
Hepsi, hep sabahin en sakin anini bekledi; suyun durgun yerlerini
bulabilmek icin gittiler ve sakin sakin ihtiyaclarini giderdiler;
Onlar icin en uygun olan ve kendi istedikleri zamanda...
Sen, hep bir su oldugunu dusun.
Su gibi guzel, su gibi yararli, su gibi vazgecilmez...
Ve su gibi hayat kaynagi oldugunu dusun.
Ama su gibi yasatici ol ;
Su gibi yikici, surukleyici ve oldurucu degil!..
Sen bir su ol...
Ama rahmet ol; afet degil!
Su isen tarlalarini basma insanlarin, yuvalarini yikma, ocaklarini sondurme;
Sana "felaket" denmesin!
Su isen bir bardaga sigabil ki; damarlara giresin!..
Su; yuce Tanri'nin insanlar icin yarattigi en buyuk nimetlerden biri...
Ve suya benzedigini unutma!
Su gibi ozel, su gibi guzel, su gibi faydali, su gibi luzumlu ve su
gibi bitmez-tukenmez oldugunu da unutma.
Ayrica su gibi sakin olabilecegin gibi, su gibi de "kiyametler"
koparici olabilecegini unutma...
Unutma; Senin isin rahmet olmak, afet degil!
Vadiler varken onunde ve ovalar varken yayilabilecegin; kucuk
irmaklara ayirabiliyorsan kendini ve bardaklara bolebiliyorsan, hayat
verirsin cevrene.
Ve yasayabilirsin dunya donmesine devam ettigi muddetce...
Yoksa hep duyulmayan, dinlenmeyen; korkulan ve kacilan olursun seller,
afetler gibi...
Tercih elindeydi hep ve hep de "senin" ellerinde olacak...
Ya tutmayi ogreneceksin dilini veya hic durmadan konustugun icin,
sadece bombos ve anlamsiz sesler cikartan birisi oldugunu
zannettireceksin cevrendeki insanlara!

Ama yapman gereken su degil mi?
Dusuneceksin ne zaman ne soyleyecegini.
Dusuneceksin kimin dinleyip dinlemedigini, kimin anlayip anlamadigini.
Dusuneceksin anlatmak istediklerinin ne kadarini anlatabildigini...
Hatta anlayanlarin anladiklarinin da senin anlattiklarinin ne kadari
oldugunu dusuneceksin...
Ve konusmak icin en uygun zamani bekleyecek, en az ama en uygun
kelimeleri secmeye calisacaksin...
Ahmak olmayan yolcularin, onceden aldiklari biletleri ceplerinde oldugu halde,
saatlerini kontrol ederek, vakit yaklastiginda, vapurun kalkacagi
iskelede hazir olmalari gibi,
sen defikrini bildirecegin kisinin "kiyiya yanasmasini" bekleyeceksin !..
Demeyeceksin; "Ben canim isteyince giderim iskeleye, vapur da o
saniyede gelmek zorunda!.."
Demeyeceksin; "Ben aklima geleni aklima geldigi bicimde soylerim.
Karsimdaki de degil duymak, degil dinlemek, anlattigimdan bile
fazlasini anlamak zorunda!.."

Keske oyle olsaydi.
Keske hakli olsaydin, ama maalesef degil...
Agzini acip"Selaleden dokulen suyu" icmeye calisan bir tavsan gordun mu hic?..
Veya onune cikan agaclari dahi surukleyen bir selden susuzluk
gidermeye ugrasan bir ceylan gordun mu?
Kaplanlar bile icebilmek icin suyun durulmasini bekler; beyni olan her
yaratik gibi!
Hadi...
Sen simdi "su oldugunu" dusun, ve kendini "su gibi" hisset...
Su gibi ozel, su gibi guzel, su gibi berrak, su gibi yararli...
Su gibi hayat kaynagi ve su gibi bitmez-tukenmez oldugunu hatirla...
Ama yine su gibi "bir kucuk bardagin icine" sigdir ki kendini;
girebilmeyi ogren insanlarin damarlarina.
Hayat ver...
Vazgecilmez ol !..

MEVLANA