30 Temmuz 2011 Cumartesi

Nasıl ki "delik" bir ayakkabıyı tamir ettirdiğinizde, yalnızca "bir
miktar" ömrünü uzatmış olursanız; "delik" bir aşkı onarmaya
kalkıştığınızda da, "asla eskisi gibi olmayacaktır"
Can Yücel

Aşka hazır olmayanlar,aşka tutulduklarında tam olarak ne yapacaklarını bilemezler.
Onların aşkında kaçınılmaz sonu hazırlayan tuzaklar çok daha kolay barınır.
Her ne kadar aşk genç kalplerin işi olsa da,aşkı tecrübeyle yaşamış bir donanım
ister.
Gençken kolay sahip olunmayacak bir donanım.Nasıl bir yaman çelişki değil mi ?


Sairin romanı / Murathan Mungan

24 Temmuz 2011 Pazar




GÜNEŞE YAZI YAZILMAZ YAZILAN YAZIDA BOZULMAZ

Çok zaman önce refah içinde yaşayan bir ülke varmış. Ülkenin huzurlu ve
müreffeh yaşamasının bir nedeni de adil, iyi yürekli, dürüst kralı imiş.
Kral zaman zaman tebdili kıyafet eder, ülkeyi dolaşır, halkının
dertlerini dinler, sorunlara çözüm bulurmuş. Gene böyle bir günde kral
dolaşırken, yolu dağ başında bir göl kenarına düşmüş. Gölün kenarındaki
ağacın dibine çökmüş aksakallı bir dede, bir elinde bir kese, diğerinde
bir kese. Birinden bir taş alıp, diğerinden aldığı taşa bağlayıp göle
atıyormuş. Bu işe epey bir süre devam etmiş ve nihayet bittiğinde, dede
yoluna gitmek üzere ayağa kalkmış ve kralla göz göze gelmiş. Kral dedeye
sormuş:
- "Dede bütün bir gün seni izledim, sen ne iş yaparsın anlayamadım!"
demiş.
Dede kralın sorusunu şöyle cevaplamış:
- "Oğlum ben insanların kaderlerini birbirine bağlarım."
- "Peki en son kimin kaderini birbirine bağladın?" diye sormuş Kral.
- "Kralın güzel kızı ile uşağı Ahmet' in kaderini bağladım." Demiş
aksakallı dede.

Kral bu cevabı alınca dünyası kararmış. Bir yanda güzeller güzeli ak
pak biricik kızı, ülkenin prensesi, diğer yanda olmamış oğlu kadar
sevdiği zenci uşağı Ahmet. Ne yaparım? Nasıl eder de Ahmet' e bir zarar
vermeden bu kaderi bozarım diye düşünerek, sarayın yolunu tutmuş.
Saraya gidince hemen sevgili uşağı Ahmet' i huzuruna çağırmış:
- "Oğlum Ahmet sana bir mektup vereceğim, bu mektubu alacak ve Güneş' e
götüreceksin!" demiş.
Krala sorgu sual edilmez. Biçare Ahmet mektubu ve yolluğunu alarak
düşmüş bilinmez yollara, düşmüş ki ne düşmek. Babası kadar sevdiği
Kral'ı ona bir görev vermiş ve o bu görevi yerine getirmeli, ama nasıl?
Günlerce dere tepe demeden yol gitmiş. Nihayet yorgunluktan bitkin
halde iken gördüğü bir ulu ağacın gölgesinde dinlenmeye karar vermiş ve
uykuya dalmış. Uyandığında bir de ne görsün! Ağacın az ötesinde bir
göl, o göl ki üzerine güneşin aksi vurmuş!
- "Kralımın dediği Güneş bu olsa gerek" diyerek, üzerinde sadece külotu
kalıncaya kadar soyunarak atmış kendini göle. Dibe doğru
yüzmüş, yüzmüş... Taa dipte, güneşin aksinin tükendiği yerde bir de ne
görsün! Şahane bir hazine sandığı! Almış sandığı çıkmış, çıkmış ama,
Ahmet artık zenci değil bembeyaz bir Ahmet... Sadece külotunun olduğu
bölge eski rengini taşıyor.
- "Var bu işte bir hikmet!" demiş ve açmış sandığı. Sandık gerçek bir
hazine sandığı, içinde binbir türlü mücevherat ile birlikte üzerinde
'Güneş'ten Kral'a' yazan bir de zarf. Ahmet ne yapacağını bilemez hale
gelmiş bir anda, yeni rengi ve yaşadıkları ile ülkesine dönünce kimsenin
kendisine inanmayacağını düşünerek, ismini de değiştirip, ülkesine
zengin bir tüccar kimliği ile dönme kararı almış.
Dönünce ülkesine, düşleri bir bir gerçekleşmiş.
Ülkesinin bu yeni dürüst ve yakışıklı tüccarı ile güzeller güzeli kızını
evlendirmeye karar verince Kral, dünyalar Ahmet'in olmuş. Kral
vermiş vermesine kızını zengin tüccara ama aklı da bir yandan oğlu gibi
sevdiği ve hiçbir haber alamadığı uşağı Ahmet'te imiş. Gel zaman git
zaman damadı ile birlikte bir ziyafet yemeğinde iken yere düşen bir çatalı
almak için eğilince Ahmet, şalvarının kenarından kaba eti görünmüş!
Koyu renkli tenini gören Kral gözlerine inanamamış. Yemek bitip odasına
çekilecekken herkes, koridorun sonuna doğru yürüyen damadının
arkasından seslenivermiş Kral:
- "Ahmet!"
Ahmet seneler sonra duyunca gerçek adını, gayrı ihtiyarî kendisine
seslenen Krala dönüvermiş... Ve,
- "Neler oldu Ahmet, evladım anlat başından geçenleri bana!" diyen
kralına bütün olanları bir bir anlatmış. Bunun üzerine Kral:
- "Peki Güneş'in bana gönderdiği mektup nerede?" diye sorunca da hemen
odasına koşarak, sandıktan çıkan mektubu alıp Kral'a vermiş. Mektupta
şu satırlar yer alıyormuş:

Güneşe yazı yazılmaz.
Yazılan yazı ise bozulmaz...

Binbir Gece Masalları'ndan...

23 Temmuz 2011 Cumartesi

Bir gül kadar güzel ol; ama dikeni kadar zalim olma. Birine öyle bir
söz söyle ki, ya yaşat ya da öldür; ama asla yaralı bırakma.

Şems-i Tebrizi.

20 Temmuz 2011 Çarşamba

İnsanlık halleri

Benim işim gücüm kendimi incelemek ;yapacak başka işim yok zaten.
Bakıyorum da öyle çürük taraflarım var ki söylemeye varmıyor dilim.
Sağlam oturaklı
neyim var ki ? Her an sendeleyip düşebilirim.Gözlerim bir şöyle
görüyor ,bir böyle
Açken başka insanım sanki,yemekten sonra başka.
Keyfim yerindeyse hava da güzelse kötü kişi değilim:Ama bir nasır
canımı yakmayagörsün,asık suratlı,aksi ,yanına yaklaşılmaz bir insan olurum.
Aynı atın yürüyüşü bir rahat gelir bana ,bir rahatsız:Aynı yolu bir uzun bulurum
bir kısa;aynı biçim bir hoşuma gider bir zıddıma.
Birgün her işe yatkınım,bir başka gün hiçbir şey gelmez elimden.
Bugün sevindiğim seye yarın üzülebilirim.
İçimde durmadan değişen ,ele avuca sığmayan bir sürü duygu.
Kara kara düşünceler,derken bir öfke;ağlamaklı haldeyken,birdenbire taşkın bir
sevinç.
Kitapları karıştırırken bakarım, dün içinde türlü güzellikler
bulduğum,okudukça coştuğum
bugün birşey demez olmuş bana:Eviririm çeviririm nafile o sayfalar
boşalmış ,yabancılaşmıştır artık benim
için.

Montaıgne / denemeler

16 Temmuz 2011 Cumartesi




Karşındakinin gerçeği sana açıkladıklarında değil, açıklayamadıklarındadır.
Bu yüzden onu anlamak istiyorsan, söylediklerine değil,
söylemediklerine kulak ver.

Halil Cibran

14 Temmuz 2011 Perşembe

Mevlana, talebelerinin biriyle yürürken, yol kenarında birkaç köpeğin
sarmaş dolaş uyuduklarını görürler.
Yanındaki talebesi:

-Güzel bir kardeşlik örneği, der. Keşke insanlar da bundan ibret alsa.


Mevlana, tebessüm ederek karşılık verir:

-Aralarına bir kemik atıver de, gör kardeşliklerini.

11 Temmuz 2011 Pazartesi


Bu haberi yazdır
Fenerbahçe S.K Üzerinden Oynanan Oyun !
07
Tem
2011

Fenerbahçeliler kulübüne her zamankinden daha çok sahip çıkmalıdırçünkü tarihinde hiç bir zaman kalmadığı kadar büyük bir tehditle karşı karşıyadırsorusturmaların şikeyle, şaibeyle filan ilgisi yok, tamamen siyasi.iki sene öncesine dönelim... 2009 başkanlık seçimlerineAziz yıldırım yine kazandı ve yönetim kurulundaki iki yeni isim dikkat cektirte 'nin dostu cihan kamer, ve kadir top baş 'ın oğlu hüseyin top başbunlar turkiye 'nin yeni doneminin temsilcileri olarak alındılar yönetimehenuz topbaş 'ın hiç bişi yapmışlığı yok, ama Kamer 'in transfer işlerinde görevleri oldu(stoch transferi mesela.)Huseyin topbaş 'ın babası sebebiyle kurabileceği ilişkiler,özellikle stad konusunda bir umut olur sanıldıama işler öyle olmadışimdi cok buyuk bir operasyon gun ışığına cıkıyoresas organize isleri bunlar (imamın ordusu) düzenliyor bugün itibariyle fenerbahçe 'nin hisseleri büyük oranda duşüş yaşadıdaha da düşecekve bunu bilen bir cok hissedar, hisselerini satıp elden cıkarıyorpeki kim alıyor sizce? ya paravan bir şirket, ya bi kaç şirket daha sonra birleşmek üzere,ama eninde sonunda satilan bu hisselerin sahibi tek bir kişi olacakmurat ülkersoyadından da anlasılacağı gibi, kim olduğunu sormaya gerek yok fenerbahçeli beyler şunu unutmayin ki,bu kulübun tarihinde düşmanından çok haini olmuşturkarşıdan çok arkadan vurulmuştur2006 'daki denizli maçinda yesil siyah kravat takanlar,ezeli rakibine yayın hakları adı altında milyon dolarlar kazandıranlaren yakin örneklerdironlar 104 yılık koca tarihte karınca kadar bile değillerancak bu sefer fil ile karşı karşıyayızçünkü karşımızda devleti, orduyu, yargıyı kusatmışşimdi de sırayı spora getirenimamın ordusunun, ta kendisi şimdi önumüzde iki seçenek varFenerbahcenin sampiyonlugu iptal olucak, kume dusurulecekbuna dair herhangi bir somut kanit bulunamicak ama yinede küme düşürülcez.ikinci seçenek; Aziz yıldırım 'in başka sebeblerden ötürü uzun sure icerde tutulmasıve dolayısıyla baskanlıgı bırakması (çünkü başka türlü Aziz Yıldırım başkanlığı bırakmaz anca bu tür oyunlarla başkanlığı bırakması sağlanır.) aziz yıldırım 'dan sonra başkan olucak diye gösterilen kimdi?MehmetAliAydınlarapar topar tff baskani yapıldı, kendisi bile anlamadı nolduğunuşimdi geriye Fenerbahce başkanlığı için kim kaldı?tabii ki de murat ulkerhisseleri ele geçircek olan ulker

Başkanlık için Murat Ülker'in adı geçiyor bilindiği üzere

soruşturmayı başlatan savcı;suçlu olup olmadıkları henüz belli olmadan senelerdir hapislerde yatan insanların tutuklu olduğuergenekon davasını başlatanzekeriya öz zekeriya öz, kısa bir zaman önce galatasaray spor kulübü 'ne üye yapıldıyani şu an gslilerin o guvendiği liseli-mason destekli gurubun içinden biri artıkhem de adnan polat 'ın "kulüp başkanının 15 kişilik özel kontenjan" ındansiz sanıyorsunuz ki bi tek onunla mı olucak bu işbilmiyorsunuz kiabdurrahim albayrak gibi bir çok kişi var kulüptebu soruşturmalar, trabzon-iktidar eksenlibilhassa 12 haziran seçimlerinden sonra yapıldı bu operasyonçunkü tepkilerden, oy kaybetmekten korktulartrabzon ise başkanlarının saçma sapan söylemlerinden başka hiç bişey yapmadı sezon sonundabaşka bişey neden olmadı sizce? hiç dikkatinizi çekmiyor mu?neden bütün sezon götünü yırtan trabzondan şimdi tek bi ses cıkmıyor?çünkü esas şike/teşvik benzeri olayları kendileri yaptıhem de hükümetten destek alaraksize en carpıcı örneği vereyim;ts-antep macından 1 gün önce spor bakanı faruk ozak 'ın,antep kulüp binasına gidip büyük çaplı bi toplantı yapıpstad sözü vermesibakın dikkat ediyorsanız şu penalti verilmedi bu ofsayt yanlıştı filan demiyorumolan büyüklüğünü anlayın

hamdi akın 'ı bilenleriniz vardır çünkü en iyi biz fenerbahçeliler bilirizyöneticilik yaptı zamanında, aziz yıldırım döneminde bu adamın t.a.v dolayısı ile devletle, bunun da dolayısı ile hükumet ile iyi ilişkileri var 2 temmuzda zaman gazetesine verdiği demeçte,aziz yıldırım bırakmalı artık, dedi ve 3 temmuzda olan oldu olası bir aziz yıldırım 'ı indirme sonrası (zaten mahkemeden çıkan karara bakarsak indirdiler sayılır)murat ulker 'e kulüp bünyesi içinde doğacak tepkilere karşlık,rakip diye, hükümetle yakın ilişkisi pek bilinmeyen hamdi akın, ortaya cıkarılıcakkamuoyu da bu zokayı yutup hamdi akın 'i destekleyecek,ve murat ulker-hamdi akın diye yalandan bi rekabet doğacak vekazanan her halukarda onlar olacak fenerbahçe bu zamana kadar hep -kim ne derse desin-Türkiye 'nin en histerik kulübü olmuştursevinci ayrı bir olay, üzüntüsü daha büyük bir olay olmuştur daimakısacasi bu ülkenin en renkli camiasıdırbu da her kesimden insanı barındırmasından kaynaklanıyoryani hiç bir zaman belli bir zümrenin kurumu değil, daima heterojen bir oluşum olmuşturdolayısıyla, eğer kötü amaçlarla kullanılırsa,ülkenin en büyük rant kapısı haline dönüşecek bir potansiyele sahiptir altını çözerek söylüyorum en büyük tehlikede bu olur.

haliyle iktidarın ağzının sulanmaması olanaksızönce kendilerine tehdit oluşturacak her birimi sindirdiler sıra spora geldi milyon degil milyar dolarların dönduğü futbol piyasasının aslan payını kapmak istiyorlar bu da öyle gs-bjk ile değil doğrudan Fenerbahçe ile olacak bir şey ki zaten trabzon 'u söylemiyorum bile, ama gs-bjk de bi şekilde sömürülüyorabdurrahim albayrak yeniden yönetimde, murat aksu da bjk 'nin kanını az emmedidemirören vatan ve milliyet 'i satin aldı, onlarca şirketi var ve hiç birine halel gelmesini istemezdolayısıyla yancı medyaya yeni iki gazete eklendituvalet kağıdından farksız olan yancı medya gazetelerini yazmıyorum bile Dikkat ettiyseniz vatan spor müdürü -ki fenerbahçelidir- ibrahim seten 'inaziz yıldırım 'a bu kadar rahat yüklenmesinin ardindaki sebep ne olabilir sizce?peki "bu operasyonlar seçim öncesi yapılmadı çünkü spekulasyon olsun istenmedi" diyencnn turk 'ün polis muhabiri gazeteci arkadaşın bu bilgiyi bu kadar rahat bir şekilde alabilmesisize basit bir şey gibi mi geliyor? burda iki seçenek var; ya çok büyük bir kumar oynuyor aziz yıldırım düşmanlarıbiraz güvendikleri kaynaklardan "oldu bu iş" tarzıaziz yıldırım 'ı bitirdik mesajını aldılarsaharekete geçtiler ve ellerinden geleni yaptlarama;hele ki bir de aziz yıldırım aklanıp cıkarsa, (çook zor)işte o zaman kaçacak delik ararlar ama zor bulurlarikinci seçenek ise;(ki bunu yazmaya gönlüm el vermiyor)aziz yııdırım 'ı uzun yıllar içerde tutacak sağlam kanıtlar var ellerinde (aziz yıldırım nasılsa fenerbahçe üzerinden köşeye sıkıştırıldı ve yakalandı)ama fenerbahce 'yle alakalı değil,mesleki hayatıyla veya kişisel kavgalaryla ilgilive artık son güçleriyle saldırıyorlar bu olayın üstüne en çok samanyolu tv gitti dikkat edersiniz hiç bir kanalda fotoğraf falan yokken samanyolu tvnin elinde var bi tek bu görüntüler? olayın feto işi olduğu açık çünkü aziz yıldırım olayı çözdü adliyede kitap okumaya bile zamanı takati yokken avukatından siyasi kitap istedi o şartlarda hangi biriniz kitap okumak için kitap isterdiniz avukatıda basında üzerine basa basa siyasi kitap istedi dedi aziz yıldırım ve avukatı orda mesajı verdi mesajı bizler bile anladık ama anlamayan çok kişi vardı.devam ediyorum.ilk planları 2006 'daydı, şampiyonluk bütün kulüplerin ortaklaşa çalışmasıylaçirkefin dibine batarak engelledi fenerbahçe 'yiamaç aziz yıldırım 'ın düşmesiydihatta kamuoyunda fener 'e karşı nefret ortamı yaratıldı, ki sebep o sanılsınama olmadıtaraftarlar, camia, herkes sahip cıktı ona hatta aziz yıldırım düşmanı ali şen bile son dakikada saf değişitiripaziz başkana destek veriyorum ayakları yaptıyanağını sıkıp 'en büyük benim haa' mesajını vermeyi de unutmadi tabii aradayani demem o kiişin içinde kulübün ahengini bozmakla ilgili bi mevzu oluncacamia cok iyi cikti o işin içindenbazılarına saf değiştirtecek kadar hem de100. yıla girilirken (yani 2006 'daki kaçan sampiyonluğun ardından aziz yıldırım 'ı yıkamadıklarını gördükleri zaman)baskette efes 'le birlikte en iyi iki kulupten biri olan ulker,birden bire şubeyi kapatma kararı aldıve fenerbahçe 'ye %100 sponsor oldugs 'ye ve bjk 'ye yapmadigi seyi Fenerbahçe 'ye yaptı ikinci hamleyi 2008 'de yaptılarhasan dogan 'ı federasyon baskanı yaptılarama rahmetli oldu ve planlar gene bozuldudikkat edin zaten akp iktidari geldiğinden berifenerbahçe ne zaman şampiyon olsaakabinde federasyon başkanı değişmiştir2003-04 'teki şampiyonluğun hemen ardından haluk ulusoy gitmiştirlevent bıçakcı gelmiştir2004-05 'teki şampiyonluktan 7 ay sonra levent bıçakçı apar topar gitmiştekrar haluk ulusoy gelmiştir2006-07 'deki sampiyonluktan 7 ay sonra ise haluk ulusoy sepetlenmişhasan doğan gelmistir ve şimdi ise;özgener gitti aydınlar geldihem fenerbahçe başkanlığindan bir aday eksildi,hem de kendi seçtikleri birisi tff başkanı oldu yenidenbir taşla iki kuş federasyon olayıyla kalmadı bu iş tabiiher sezon fenerbahçe 'nin karşına bir takımı rakip yaptılar 2006 'da gs, 2007 'de bjk, 2008 'de gene gs, hadi bunlar 3 büyükler diyceksiniz 2010 'da bursa 'nın sessiz yükselişinin altında, anadolu takımlarının onlara karşı kedi gibi oynaması yatmıyor sadece faruk çelik diye bursalı bir bakan var bildiniz mi?geçen sezonun sonlarına doğru "fener 'in attığı gollerdeki kaleci hataları cok bariz" diyensen bakansın, madem bu kadar eminsin, kanıtlarin var, gider soruşturma actırırsın di mi?ama yok öyle bişey tabii, maksat çamur atmakbursa şampiyon olduğu için bir daha o muhabbetler hiç dönmedieğer geçen sene fenerbahçe şampiyon olsaydı,şimdiki olayların aynısı geçen sene olacaktı gelelim bu seneye... neredeyse bütün akp trabzon 'u desteklediki zaten wikileaks 'te çıkan "trabzonspor 'a örtülü ödenekten para yardımı yapılması" olayıbaşlı başına bir skandal ikenüstüne bir de,karabük milletvekili m.ali şahin, karabük-fener maçından 1 gün önce çıkıp"trabzon şampiyonluğu daha çok hakediyor" diyorve sonrasında karabük bize karşı çanakkale geçilmezi oynarken sadece 2 hafta sonra trabzon 'dan 4 yiyor sezon bitti, lig tescillendi, 2 ay geçti nerdeyse8 ay önce başlandığıı söylenen bi operasyonneden pazar günü bitti ve gozaltına almalar basladı?eğer bu kadar kesin bi şey olsaydı anında paket servis olurduemin olun

Yazı GencFB.org dan alıntıdır .

8 Temmuz 2011 Cuma





"Vefa nedir, bilir misin? Vefa arkanda bıraktığını, giderken yaktığını
yabana atmamandır. Vefa; dostluğun asaletine, bir dua sonrası verilen
sözlere, hayallere ihanet katmamandır. Vefa; ötelerin sonsuz mükafatı
karşısında, cehennemi hafife almaman, ulvi güzellikleri dünyaya
satmamandır." (Mevlana)