28 Kasım 2009 Cumartesi

Mesneviden küçük hikayeler..



İNSAN ARIYORUM.
Bir rahip elinde bir kandil çarşı pazar dolasıp dururdu,
bir ahmak ona sordu:
böyle güpegündüz elinde kandille ne dolasırsı ne ararsın?
Bir insan arıyorum.
Allah Allah,işte her yer insan dolu:
Hayır hayır, öyle degil insan arıyorum.


AKIL BAŞTA DEĞİL.
Gerçi insanın akıl ve bilgisi yılları semeresidir.
Bilgi ambarının dolması için nice hasat mevsimi gerek.
Saçtaki sakaldaki ak insanın nice seyler gördüğüne bilgi
ambarını doldurduğuna işaret eder.
Ne varki insanın birşey öğrenmeye niyeti yoksa,
akıl ambarını sürgülemisse gelip geçen mevsimler ne yapsın.
Ntekim dünyada iblisden yaşlısı yok ama o hala ilk günkü kopkoyu
cehaletinde...
O halde bilgi ve akılda yaşına layık olmaya bak ,saçını sakalını yalancı çıkarma.






DOSTLARIN DÜSMANINDIR.
A arkadaş !
sen hedefini sasırmış dostu düsmanı karıştırmıssın.
Dostum dediğin herkes seni oyalamakta ,seni yolundan geri koymakta.
Haktan hakikatten ,cennetten .cemalinden uzaklastıran dost nasıl dosttur?
Gerçek sana kapı olandır ,perde olan değil.
Ö nüne düşüp hakka iletendir ,yol kesen degil.
Bu nazara göre seni döve döve hakka kovalayanları zahiren düsman gözükselerde
düşman bilme.Zira hayra vesile olan hayırdır.






ŞEKER EKMEK OLUR MU?
Dış benzerliği iç benzerlik demek değil.
Nasılsa sekeri ekmek kıvamına soksanda isırdınmı tadı şekerdir.
Yediğn seyin şekermi ekmek mi olduğunu anlamak için tatmak lazım.
O halde kalıbı şekere benzeyen adamı şeker sanma.
Bu dünya adamsız elbiseler
elbisesiz adamlarla doludur.

nice insanlar gördüm üstünde elbise yok
nice elbiseler gördüm içinde insan yok.

Hiç yorum yok: