4 Mart 2011 Cuma

FARE ÖYKÜSÜ

Evin minik faresi, duvardaki çatlaktan bakarken çiftçi ve eşinin
mutfakta bir paketi açtıklarını gördü. Kendi kendine:
"İçinde hangi yiyecek var acaba ?" diye düşündü.
Bir süre sonra gördüğü paketin bir fare kapanı olduğunu
anladığında yıkılmıştı.
"Evde bir fare kapanı var!, evde bir fare kapanı var!" diye
bağırarak telaşla bahçeye fırladı.
Minik fareyi telaş içinde gören tavuk, umursamaz ve bilgiç
bir tavırla başını kaldırdı ve gıdakladı:
"Zavallı farecik...Bu senin sorunun benim değil. Bana bir zararı
olamaz küçücük kapanın" dedi.
Tavuktan destek bulamayan farecik bu sefer telaşla domuzun yanına koştu ve,
"Evde bir fare kapanı var!, evde bir fare kapanı var!" diye
adeta çırpındı. Domuz anlayışla karşıladı ama,
"Çok üzgünüm fare kardeş ama dua etmekten başka
yapacağım bir şey yok. Dualarımda olacağından emin ol"
dedi.
Minik fare çaresizlik içinde ineğe döndü ve ,
"Evde bir fare kapanı var, evde bir fare kapanı var!" dedi.
İnek ; "Bak fare kardeş, senin için üzgünüm ama beni
ilgilendirmiyor." dedi.
Sonunda farecik, başı önde umutsuz şekilde eve döndü.
Çiftçinin fare tuzağı ile bir gün tek başına karşılaşmak
zorunda olduğunu anladı....
O gece evin içinde sanki ölüm sessizliği vardı. Minik
farecik aç ve susuzdu. Tam yorgunluktan gözleri kapanacaktı ki birden
bir ses duyuldu.
Gecenin sessizliğini bölen gürültü, fare kapanından geliyordu.
Çiftçinin karısı, ne yakalandığını görmek için yatağından
fırladı ve mutfağa koştu.
Karanlıkta kapana, zehirli bir yılanın kuyruğunun kısıldığını fark
edememişti. Kuyruğu kapana kısılan yılanın canı yanıyordu ve aniden
çiftçinin karısını ısırdı.
Çiftçi, karısını apar topar doktora götürdü. Doktor, zehiri temizledi
sardı. Çiftçi karısını eve getirdi, yatırdı.
Karısının ateşi yükseldi ve bir türlü düşmüyordu. Kadıncağız
ateş ve ter içinde kıvranıp duruyordu.
Böyle durumlarda taze tavuk suyunun gerekli olduğunu
herkes bilir, çiftçi de bıçağını alıp bahçeye koştu.
Karısı taze tavuk suyu çorbasını içti, biraz kendine geldi.
Karısının hastalığını duyan komşular ziyarete geldiler.
Onlara ikram etmek için çiftçi domuzunu kesti...
Çiftçinin karısı gittikçe kötüye gidiyordu. Yılan, belli ki
çok zehirliydi. Birkaç gün sonra çiftçinin karısı iyileşemedi ve öldü.
Cenazesine çok sayıda kişi gelince hepsine yeterli et sağlamak için
çiftçi ineği mezbahaya yolladı...
Fare tüm bu olanları büyük üzüntü ile duvardaki deliğinden izledi.
1. Bizi ilgilendirmediğini sandığımız olayın bir anda içinde olabiliriz..
2. Size yardım eli uzatmayan yardıma muhtaç hale gelebilir.
3. Kime ne olacağını ancak zaman gösterir.

İyi adam olmak için;
Kimseye fenalık etmemek yetmez,
İyilik etmesini de bilmelidir.

3 yorum:

fashiONözge dedi ki...

off yaa ne kadar doğruu ve insanlar niye hep böyle ??

Hatsumomo dedi ki...

Sorun kafaların medenileşememesi ,ya da medeniyet dediğimiz seyi tersinden anlamak.....
İnsanlığın gelişimine milyarlarca yıl gerek .

ali zafer sapci dedi ki...

"1. Bizi ilgilendirmediğini sandığımız olayın bir anda içinde olabiliriz..
2. Size yardım eli uzatmayan yardıma muhtaç hale gelebilir.
3. Kime ne olacağını ancak zaman gösterir.

İyi adam olmak için;
Kimseye fenalık etmemek yetmez,
İyilik etmesini de bilmelidir. "
Hem bedava hem çok yararlı ders, teşekkürler.