1 Eylül 2010 Çarşamba

Hikaye bu ya ;

Adam ve hayattaki tek arkadaşı olan köpeği bir kazada birlikte ölmüşlerdi...

Gökyüzüne çıktıktan sonra bembeyaz bulutların arasında dolaşmaya başladılar...

Adam çok susamıştı... Biraz su bulabilmek ümidiyle yürümeye devam
ederken, birden kendilerini muhteşem bir manzaranın karşısında
buldular... Rengârenk çiçeklerle süslü bir bahçe, altından yapılmış
bir bahçe kapısı ve onları karşılayan beyazlar içinde bir kadın...

Adam köpeğiyle birlikte kadına yaklaştı ve sordu:

- "Afedersiniz... burası neresi?"

Kadın ona gülümsedi :

- "Burası Cennet, efendim."

Adam bunun üzerine sevinçle "Hârika...!!!" dedi.

- "Peki bana biraz su verebilir misiniz, gerçekten çok susadım.."

Kadın cevap verdi:

- "Tabii efendim, içeri girin... İçerde dilediğiniz kadar su bulabilirsiniz..."

Böylece adam köpeğine döndü...

- "Hadi oğlum içeri giriyoruz" diyerek kapıya yürüdü...

Ama kadın onu birden durdurdu:

- "Üzgünüm efendim, köpeğiniz sizinle gelemez... Hayvanları içeri almıyoruz..."

Bunun üzerine adam bir an durdu... Düşündü...

Ve geri dönüp köpeğiyle birlikte geldikleri yolun tam ters yönünde
yürümeye koyuldular...

Bir süre geçtikten sonra kendilerini bu kez tozlu çamurlu bir yolda
buldular ve yolun sonunda karşılarına çiftlik girişini andıran bir
kapıyla yırtık pırtık elbiseli bir dede çıktı... Adam sordu:

- "Afedersiniz... Bana biraz su verebilir misiniz?"

Dede "İçeri gel" dedi...

- "Kapıdan girdikten sonra sağ tarafta bir çeşme var..."

Adam sordu:

- "Peki arkadaşım da benimle gelip ordan içebilir mi?"

Dede "Tabii..." dedi.. " çeşmenin yanında köpeğinin de su içebileceği
bir kâse bulacaksın..."

Bunun üzerine adam kapıdan girdi... Biraz yürüdükten sonra sağ tarafta
çesmeyi buldu...

Adam çeşmeden köpek de oracıktaki kâseden doya doya içerek
susuzluklarını giderdiler...

Derken, adam geri giderek girişte bekleyen dedeye sordu:

- "Su için çok teşekkür ederim... Peki burası neresi..?"

Dede "Burası cennet" dedi..."

Bunu duyan adam şaşırdı:

- "Ama nasıl olur..? Az önce burası gibi kırık dökük olmayan muhteşem
bir yere gittik ve orasının da Cennet olduğunu söylediler..."

Dede "Şu rengârenk çiçeklerle süslü altın kapılı yer mi?" dedi... "Ama
orası Cehennem.."

Adam iyice şaşırmıştı:

- "Peki ama orası sizin adınızı kullanarak insanları kandırıyor diye
hiç kızmıyor musunuz..?"


Dede gülümsedi:

- "Kızmıyoruz... Çünkü onlar kendi çıkarı için en iyi arkadaşını yarı
yolda bırakanları Cennet'ten uzak tutuyorlar...."

7 yorum:

ali zafer sapci dedi ki...

Öğrenecek çok şey var. Ne güzel, hiç duymamıştım. Teşekkürler.

Unknown dedi ki...

Sevgili hatsumomo demekki bu dünyada bütün dini vazifeleri yerine getirmek yetmiyor.İnsanların kulağına küpe olsun asla köpeğine bile ihanet etme.

Hatsumomo dedi ki...

Vefa kelimesinin bir semt adndan ibaret kaldığı günümüzde,manidar bir hikaye olduğunu düşündüm .Teşekkür ederim Ali Zafer bey.

Ustam ,
ihanet her yerde lakin ,her canlıya saygı göstermek dinin temel taşlarındandır aslında.
Ama günümüzde din değil, dincilik kavramı uygulandığı için çıkmazdayız zannedersem :=)

Hörmetler Ustam.

ilhan dedi ki...

Din değil dincilik... Doğru sözler Hatsumomo. Bir de çok "dindar" takılan bazı insanların yüzlerindeki ve tavırlarındaki kibiri görünce çok sinirleniyorum. Din tüm hayatı kapsayacak ve hayatın son saniyesine kadar sürecek "en iyi insan" olma arayışı aynı zamanda. Düşünülecek, sorgulanacak, yapılacak çok şey var...

Hatsumomo dedi ki...

Sevgili İlhan ,
dindar insandan değil,dinci olan insandan korkarım !
Günümüzde gerçekten inanıyorum demeye
çekinir oldu insanlar.
Güzel dinimizi yüzyıllardır takke,sarığa ve yobazlığa indirgediler.
Halbuki dine ve insanlığa en çok zarar veren bu zümre oldu.
Ve sanırım bizlerinde bazı şeylere sahip çıkmamız gerektiğini düşünüyorum.

ilhan dedi ki...

Haklısın Hatsumomo biz de oturup kendi kendimize eleştiriyoruz. Müdahele etmediğimiz için biz de suçluyuz.

Elif Gizem dedi ki...

Kıssadan Hisse... Çok güzeldi...