Hintli bir yaşlı usta, çırağının sürekli her şeyden şikayet etmesinden
bıkmıştı.Bir gün çırağını tuz almaya gönderdi. Hayatındaki her şeyden
mutsuz olan çırak döndüğünde, yaşlı usta ona, bir avuç tuzu, bir
bardak suya atıp içmesini söyledi.Çırak, yaşlı adamın söylediğini
yaptı ama içer içmez ağzındakileri tükürmeye başladı."Tadı nasıl?"
diye soran yaşlı adama öfkeyle "acı" diye cevap verdi.Usta
kıkırdayarak, çırağını kolundan tuttu ve dışarı çıkardı. Az ilerdeki
gölün kıyısına götürdü ve çırağına bu kez de bir avuç tuzu göle atıp,
gölden su içmesini söyledi.Söyleneni yapan çırak, ağzının
kenarlarından akan suyu koluyla silerken aynı soruyu sordu:
"Tadı nasıl?"
"Ferahlatıcı" diye cevap verdi genç çırak.
"Tuzun tadını aldın mı?" diye sordu yaşlı adam,
"Hayır" diye cevapladı çırağı.
Bunun üzerine yaşlı adam, suyun yanına diz çökmüş olan çırağının
yanına oturdu ve söyle dedi:
"Yaşamdaki ıstıraplar tuz gibidir, ne azdır, ne de çok. Istırabın
miktarı hep aynıdır. Ancak bu ıstırabın acılığı, neyin içine
konulduğuna bağlıdır. Istırabın olduğunda yapman gereken tek şey,
ıstırap veren şeyle ilgili hislerini genişletmektir. Onun için sen de
artık bardak olmayı bırak, göl olmaya çalış."
26 Ocak 2011 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
çok güzelmişşş,paylaşım için teşekkürler...
Rica ederim :=)
Yorum Gönder