22 Haziran 2009 Pazartesi

tarihten pırıltılar.

1. Churchill, avam kamarasında konuşurken,
muhalif partiden bir kadın milletvekili, Churchill' e kızgın kızgın şöyle seslenir:
- 'Eğer, karınız olsaydım, kahvenizin içine zehir karıştırırdım.'
Churchill, oldukça sakin kadına döner ve lafı yapıştırır:
- 'Hanımefendi, eğer karım siz olsaydınız, o kahveyi seve seve içerdim.'

2. Sokrates ve eşi bir türlü iyi geçinemezlermiş.
Bir gün eşi Sokrates'e verip veriştirmiş, ağzına geleni söylemiş.
Bakmış kocası hiç bir tepki göstermiyor ; bir kova suyu alıp başından aşağı boşaltmış.
Sokrates, gayet sakin:
- 'Bu kadar gök gürültüsünden sonra bir sağanak zaten bekliyordum' demiş.

3. Bernard Shaw ile Churchill hiç geçinemez ve sık sık birbirlerini iğnelermiş.
Bernard Shaw, bir oyununun ilk gecesine, Churchill' i davet etmiş ve davetiyeye de bir pusula iliştirmiş:
- 'Size iki kişilik davetiye gönderiyorum.
Bir dostunuzu alıp gelebilirsiniz. Tabii dostunuz varsa.'
Churchill, hemen cevap göndermiş:
- 'Maalesef o gece başka bir yere söz verdiğim için oyununuzu seyretmeye gelemeyeceğim.
İkinci gece gelebilirim, tabii oyununuz ikinci gece de oynarsa.'

4. Bir gün Eflatun, talebelerinden birini kumar oynarken yakalamış ve şiddetle azarlamış.
Talebesi:
- 'İyi ama ben çok az bir paraya oynuyordum' diye itiraz edecek olunca Eflatun cevap vermiş :
- 'Ben seni kaybettiğin para için değil, kaybettiğin zaman için azarlıyorum.'

5. Dünya nimetlerine ehemmiyet vermeyen yaşayış ve felsefesiyle ünlü filozof Diyojen,
bir gün çok dar bir sokakta zenginliğinden başka hiçbir şeyi olmayan kibirli bir adamla karşılaşır.
İkisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek mümkün değildir.
Mağrur zengin, hor gördüğü filozofa :
- 'Ben bir serserinin önünden kenara çekilmem' der.
Diyojen, kenara çekilerek gayet sakin şu karşılığı verir:
- 'Ben çekilirim

6. Meşhur bir filozofa :
- 'Servet ayaklarınızın altında olduğu halde neden bu kadar fakirsiniz ?' diye sorulduğunda:
- 'Ona ulaşmak için eğilmek lazım da ondan' demiş.

7. Kulaklarının büyüklüğü ile ünlü Galile' ye hasımlarından biri :
- 'Efendim' demiş, 'Kulaklarınız, bir insan için biraz büyük değil mi ?'
Galile: - 'Doğru' demiş,
'Benim kulaklarım bir insan için biraz büyük ama, seninkiler bir eşek için fazla küçük sayılmaz mi?'

8. Bir toplantıda, bir genç Mehmet Akif' i küçük düşürmek ister :
- 'Affedersiniz, siz veteriner misiniz ?'
Mehmet Akif hiç istifini bozmadan şöyle yanıtlamış :
- 'Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu?'

9. Yavuz Sultan Selim, birçok Osmanlı padişahı gibi sefere çıkacağı yerleri gizli tutarmış.
Bir sefer hazırlığında, vezirlerinden biri ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca, Yavuz ona:
- 'Sen sır saklamayı bilir misin?' diye sormuş.
Vezir:
- 'Evet hünkarım, bilirim' dediğinde, Yavuz cevabi yapıştırmış:
- 'İyi, ben de bilirim.'


10. Bir filozofa sormuşlar :
- 'Şansa inanır mısınız ?'
Filozof:
- 'Evet, yoksa sevmediğim insanların başarılarını neyle açıklayabilirdim.'

7 Haziran 2009 Pazar

aklıma ne gelirse.

Bugün kafmda bir sürü konu fır dönüyor .Bakalım doğaçlama konu seçmeden neler saçmalıyacağim.
İnsanlığı ve yaşamı sorgulamaktayım eee yani buda beni felsefeye götürüyor,
aklımda olan bir kaç güzel ifadeyle giriş yapayım bari.
sufilerin ögretisine göre,insanlar dokuz renkli bir özle dünyaya geliyormuş.
Zaman içinde bunlardan kopuyormuşuz ve kuvvetli gibi gözüken bir ego oluşurmuş.
Aslında sevgiden,sevkatten ve kuvvetten koptugumuzu iddia eder.
felsefede böyle keyifli benzetim ve anlatmalar hoşuma giiyor ne yalan söyleyeyim.
mevlevi inancında da sevdigin bir insanın kaybını söyle anlatır.
İnsan sevdiği birini kaybettiği zaman içinde 40 mum yanarmış acıdan,geçen zaman
bu mumların 39 unu söndürmeyi başarırmış ama o son 1 mum kişi ölene kadar yanmaya
devam edermiş....

yani hoş ifadeler bence ..tek olay dine bulaştırmadan özümsemek diye düşünüyorum

sevgili Yunus Emrenin bir anlatımı vardır,insan bütün egolarından sıyrılmadığı
sürece tanrıya ulaşamazmış .Tabi hoş bir sekilde anlatır da en simdi aklıma geldigi
gibi yazdım.
eee bende arada kendi felsefemi yaparım tabi..
mesala insanlar bazen sizin,kolunuzu kanadınızı kırarlar...Sonrada ucamıyorsun
diye kızarlar sana..valla su an uydurdum..çalıntı degil.

neyse ne diyordum ,
felsefeyle , din çoğu zaman insanlık için benzer seyleri savunur..felsefe buna erdemli insan ,dinlerdede inanan insan olarak tanımlar.

teknoloji ilerledikçe,malesf ruhsal ilerlemeler yavaslıyor.
bakın çağimizda artık eskisi gibi edebiyat,sanat,müzik üretmlerine çoğu çöp tıkanıyor insanoglu..nerde dostoyovskiler ,mozart ya da da winciler.
herseyi bilgisayarlar ve toplumu idare eden bir avuç yön vericiler ,dünyaya hakim
çoğu insan bunların beynimize sokulan bilgileri dışında ,bir döşünce sistemi bile
bilmiyorlar ..bunu da filmler,medya .tv .pc ile bütün insanlıgın sistemini belirlemişler..burda hayranı oldugum Oskar Wilde nin şu sözü geldi aklıma.
"çoğunluk düşünceme katılırsa yanlış olmaktan korkarım"

ABD de süre geçirmiş en az 40 kişiyle konuşmuşumdur ,
hepsinin ortak anlattıkları seylerden biri,dünyanın en aptal insanlarının ABDli olduğudur ama bakın süper güç bu çelişki nedir derseniz ..tam da yukarda yazdıklarım
uyuşturulmus ,uyutulmuş toplum yani koyun sürüleriii,tam da ülkemize aşılanmaakta olan sistem herhalde farkındasınız.

Ha bunun en güzel maskeleme yöntemi ise ,tabi ki demokrasi perdesi.
Tabi siyasetcilerin uyguladıgı en güzeli benim demokrasim sistemidir.
aklıma şu sahne geldi..
galiba rambo filmindeydi.ama başka bir filmde olabilir yalan olmasın.
stallone azılı bir katili köşeye sıkıştırır.
katilde bunu üstüne stallone ye(rambo olmaz tango ve cash den olabılır)
benim yasal haklarım var beni öldüremezsin falan gibi laflar eder.
stallonede bunun üzerine burda kanun benim deyip katili öldürüyordu.
anlatmak istedigim bütün pislikler,demokrasi ardına sıgınılıp yapılıyor
esasında..keske gerçek bir demokrasi olabilse ama bu dünyada bu pek mümkün degil gibi
sadece güçlülerin demokrasisi hakim oluyor malesef.
hitlerin lafı vardır :
demokrasi aptalların rejimidir diye..ay ben duygusal bir seyler yazmaya niyetliydim
nerelere geldi yahu:)
çok sey var beynimde dönen ama korkarım hepsi birbirine girdi en iyisi ben yine konuları bölerek yazayım bu böyle çıfıt çarşısı gibi oldu ..konumu kapatayım
saglıklı ve mıutlu kalın.
derken son olarakta şu atasözünü yazayım.

bir insanın gerçek krakterini görebilmek isterseniz,
ona güç ve para verin orada gerçek kişiligi ortaya çıkacaktır.

3 Haziran 2009 Çarşamba

bu tabloyu inceleyin .






19.yy ressamlarında William Holman hunt un eserleri,ingiltere sanat müzesinde sergilenir.
bu tabloyu inceleyen bir sanat eleştirmeni,tabloyu çok beğendiğini ama anlamını
çözemediğini söyler ve kapınının neden kulpu yok diyerek hunt a anlamını sorar?
ressamda söyle cevaplar:

bu kapı insan kalbini simgeliyor..o yüzden dışarıdan asla açılamaz,sadece içeriden açılabilir onun için kulp çizmedim .der.

2 Haziran 2009 Salı

ögrendim ki..

Öğrendim ki...
Kimseyi Sizi sevmeye zorlayamazsiniz.
Kendinizi sevilecek insan yapabilirsiniz,
Gerisini karsi tarafa birakirsiniz.

Öğrendim ki...
Güveni gelistirmek yillar aliyor,
Yikmak bir dakika.

Öğrendim ki...
Hayatinda nelere sahip oldugun degil
Kiminle oldugun onemli.




Öğrendim ki...


Kiminle oldugun onemli.

Öğrendim ki...
Kendini en iyilerle kiyaslamak degil
Kendi en iyinle kiyaslamak sonuc getirir.

Öğrendim ki...
İnsanlarin basina ne geldigi degil
O durumda ne yaptiklari onemli.

Öğrendim ki... Öğrendim ki...

Öğrendim ki...

Her isin iki yüzü var.

Öğrendim ki...
Olmak istedigim İnsan olabilmem
Cok vakit aliyor.

Öğrendim ki...
Bütün sevdiklerinle iyi ayrilman gerek
Hangisi son görüşme olacak bilemiyorsun.

Öğrendim ki...
'Bittim' dedigin andan itibaren
Pilinin bitmesine daha cok var.

Öğrendim ki...


Öğrendim ki...
Bazi insanlar sizi cok seviyor
Ama bunu nasil gösterecegini bilemiyor.

Öğrendim ki...
Ne kadar ilgi ve ihtimam gösterseniz
Bazilari hic karsilik vermiyor.

Öğrendim ki...
En iyi arkadasla sıkıcı an olmaz.

Öğrendim ki...
Düştüğün anda Seni tekmeleyecegini düşündüklerinden bazilari
Kaldirmak icin elini uzatir.

Öğrendim ki...
İki insan ayni seye bakip

Tamamen farkli seyler görebilir.

Öğrendim ki...
Anlatmak ve yazmak ruhu rahatlatir.

Öğrendim ki...
Duvarda asili diplomalar
İnsani insan yapmaya yetmez.



Öğrendim ki...
Ask kelimesi ne kadar cok kullanilirsa, anlam yükü o kadar azalir.

Öğrendim ki...
Karsisindakini kirmamak ve inanclarini savunmak arasinda cizginin
nereden gectigini bulmak zor.

Öğrendim ki...
Gercek Arkadaslar arasina mesafe girmez.
Gercek Aşklarin da !

Öğrendim ki...
Ne kadar yakin olursa olsunlar
En iyi Arkadaşlar da ara sira üzebilir.
Onlari affetmek gerekir.

Öğrendim ki...
Bazen başkalarini affetmek yetmiyor.
Bazen insanin kendisini affedebilmesi gerekiyor.

Öğrendim ki...
Yüreginiz ne kadar kan ağlarsa ağlasin
Dünya Sizin icin dönmesini durdurmuyor.

1 Haziran 2009 Pazartesi