20 Ocak 2009 Salı

ÖFKEYİ KONTROL ETME YÖNTEMİ TAVSİYE EDİLİR


Bazen işler yolunda gitmez ve cinlerimiz tepemize
çıkar ve sinirimizi başkasından ç
ıkartırız! Ama böyle durumlarda sinirimizi tanıdığımız birinden değil de, hiç tan
ımadığımız birisinden çıkartmak daha iyidir. Bir g
ün arkadaşıma telefon edecektim, numarayı çevirdim, bir erkek 'alo?'
dedi, ben 'Zeynep'i aram
ıştım' deyince, adam bağırarak 's…..git , doğru numarayı
çevir!' demez mi! Bir insanın bu kadar kaba olabileceğine inanamadım. Sonra ger
çekten arkadaşımın son iki numarasını şaşırdığımı farkettim. Ama birden aklıma bir şey geldi. Bilerek, tekrar yanlış numarayı
çevirdim. Karşıma yine aynı adam
çıktı. Ve 'alo' deyince, 'sen eşşolueşeğin tekisin' deyip, telefonu y
üzüne kapattım. Sonra o numarayı yazıp yanına 'eşşolusu' diye not ettim.O g
ünden sonra, ne zaman bir şeye sinirlensem, öfkelensem, e
şşsolusu'nu çevirip, 'sen eşşolueşeğin tekisin' deyip kapatıyor ve rahatlıyordum.
Bir g
ün alışveriş merkezinde tam park yeri bulmuşken, siyah bir BMW benim saatlerdir beklediğim yere girmez mi! Korna
çaldım ama aldırmadı, arka camında 'satılık' ilanı ve telefon numarası vardı. Hemen numarayı not ettim. Eve d
önünce, numarayı aradım, karşıma bir adam
çıktı. 'Siz, siyah satılık BMW'si olan kişi misiniz?'
'Evet'
'Arabayı nasıl g
örebilirim?' ' Suadiye, Ak
ın sokak, 34 numara, araba tam evin önünde duruyor' '
İsminiz?…' ' Mehmet…..'
'Ne zaman m
üsait olursunuz Mehmet Bey?' 'Her ak
şam 6′dan sonra evde olurum' 'Sana bir şey s
öyleyeceğim Mehmet..' 'Evet?…'
'Sen eşşolueşşeğin tekisin'
Ve telefonu y
üzüne kapattım, onun numarasını da yazdım ve yanına 'eşşolusu 2′ diye not aldım.
Bundan sonra iki tane eşşolusu vardı. Bir g
ün eşşolusu 1′i aradım. Telefonu açıp da ben 'Sen eşşolueşeğin tekisin' der demez, 'Senin kim olduğunu bir bulursam…'
'Ne yaparsın?'
'Kı
çına tekmeyi yiyeceksin!' 'O zaman sana adresimi vereyim de gel'
' Ver de g
ör gününü!..' 'Suadiye, Ak
ın sokak, 34 numara, siyah bir BMW var kapıda..' 'Hemen geliyorum, son duanı etmeye başla!'
'Hah, hah
ödüm koptu' deyip telefonu kapattım. Sonra 'eşşolusu 2′ yi aradım, ona da 'sen eşşolusueşeğin tekisin' deyince,
çok kızdı, kim olduğumu bilse beni öldürece
ğini söyledi, ona 'öyle mi, birazdan geliyorum, bekle' dedim. Ve hemen polisi aray
ıp, Suadiye, Akın sokak 34 numarada oturan kişi sevgilimi öldürmeye gitti
ğimi söyledim. Peşinden magazine meraklı bir tv kanalını arayıp, aynı adresi verip, travestilerin
çıngar çıkardığını, ortalığı birbirine kattığını söyledim! Ve sonra arabama atlay
ıp, olacakları izlemek için aynı adrese doğru sürdüm. Tam zamanında gitmiştim, iki 'eşşolusu' birbirlerine girmişken, altı-yedi polis onları ayırmaya
geliyordu, tv kameramanları da olayı g
örüntülüyorlardı. Kendimi
çok iyi hissettim. Öfkeyi kontrol etme mekanizması çok işe yaramıştı. ;

ARTİST KEDİ

12 Ocak 2009 Pazartesi

DENGE..

DENGE

Sizin alınız al inandım
Sizin morunuz mor inandım
Tanrınız büyük amenna
Şiiriniz adamakıllı şiir
Dumanı da caba

Bütün ağaçlarla uyuşmuşum
Kalabalık ha olmuş ha olmamış
Sokaklarda yitirmiş cebimde bulmuşum
Ama sokaklar şöyleymiş
Ağaçlar böyleymiş
Ama sizin adınız ne
Benim dengemi bozmayınız

Aşkım da değişebilir gerçeklerim de
Pırıl pırıl dalgalı bir denize karşı
Yangelmişim diz boyu sulara
Hepinize iyiniyetle gülümsüyorum
Hiçbirinizle dövüşemem
Benim bir gizli bildiğim var
Sizin alınız al inandım
Morunuz mor inandım
Ben tam kendime göre
Ben tam dünyaya göre
Ama sizin adınız ne
Benim dengemi bozmayınız

TURGUT UYAR

10 Ocak 2009 Cumartesi

FUTBOOOLLL

EŞŞEK


Günlerden bir gün, köylerden birinde,

bir adamın eşeği kör kuyulardan birinin içine düşmüş.
Niye düşer, nasıl düşer diye sormayın.
Eşek bu, düşmüş işte.
Hayvancık saatlerce acı içinde kıvranmış, anırmış, sesini duyurmaya çalışmış.
Derken eşeğin sahibi gelmiş kuyunun başına.

Bakmış zavallı eşek kuyunun dibinde melül mahzun bakınıyor.
Üstelik de yaralı.
Bir hal çaresi düşünürken bir koşu gidip köylüleri yardıma çağırmak gelmiş aklına.

Ne yapsak, ne etsek de şu eşeği kuyudan çıkarsak derken,
bakmışlar ki hayvan zaten yaralı, belki de kırık çıkığı da var,
çok acı çektiği de belli,
artık kurtarılsa da işe yaramaz düşüncesiyle çıkarmaktan vazgeçmişler
ve üzerini toprakla doldurmaya karar vermişler.
Herkes eline geçirebildiği ne varsa başlamışlar kuyuyu toprakla doldurmaya.

Zavallı hayvan, üzerine gelen toprakları
her seferinde silkinerek üzerinden atmış. Onlar yukarıdan atmış, eşek silkelenerek her defasında toprağı altına almış.
Derken, ayaklarının altına aldığı toprak sayesinde
her defasında biraz daha yükselmiş ve giderek yukarıya çıkmaya başlamış eşek.
Köylüler de şaşırmışlar hayvanın giderek yükselmesine.
Onlar atmış eşek yükselmiş derken neticede hayvan yukarıya çıkmayı başarmış.

HAYATDA BAZEN BİZİM ÜZERİMİZE ABANIR.
ÜSTÜMÜZÜ TOZ TOPRAKLA ÖRTMEYE ÇALIŞAN ÇOK OLUR.
BUNLARLA BAŞ ETMENİN TEK YOLU SIZLANMAK DEGİL,
DÜŞÜNÜP SİLKİNİP KURTULMAKTIR.
KÖR BİR KUYUDA OLSAK BİLE.

HAYVANLAR ALEMİNDEN HAYAT DERSLERİ




YENGEÇ VE ANNESİ
neden böyle yan yan yürüyorsun yavrum?
diye sorar anna çocuguna.düzgün yürüsene der.
pekala der çocuk,
sen önumden düzgün yürü ben seni takip ederim.

DERSİMİZ;HAREKETLER SÖZLERDEN ÖNCE GELİR.



ASLAN ,KOYUN, KURT ,TİLKİ.

Aslanın biri koyunu yanına çagırır.
ve nefesinin kokup kokmadıgını sorar.
evet diye yanıtlar koyun.
aslan bu yanıta kızar ve oracıkta parçalar koyunu.
daha sonra kurdu çagırıp nefesinin kokup kokmadıgını ona sorar.
hayır diye yanıtlar kurt.
ancak oda yagcılık yaptıgı için aslanın öfkesinden kurtulamaz.
sıra tilkiye gelmiştir .
aynı soruyu onada sorar.
tilkinin yanıtı üzgünüm nezle olmusum burnum koku duymuyor olur.


DERSİMİZ:AKILLI KİŞİ TEHLİKELİ DURUMDA KONUŞMAZ.





HASTA GEYİK

Yaslı bir geyik bir gün hasta düşer daha rahat bir ortamda otlayabilmek için
güzel otlarla dolu bir çayırda yaşamaya başlar.
hayvanlarla iyi geçindigi için sık sık hayvanlar ziyarete gelir.
zamanla her hayvan guzel otları tatmaya başlayınca,kısa süredde tüm otlar biter.
geyik hastalıktan kurtulur ama yıyeceek bulamadıgı için ölür.



DERSIMIZ:CEHENNEME GIDEN YOL İYİLİK TAŞLARIYLA ÖRÜLÜDÜR.

HAYVANLAR ALEMİNDEN HAYAT DERSLERİ


hayvanlar bir gün kim daha çok cocuk dogurabilir diye çekişmeye başlamıs.
hep birlikte gidip dişi aslana danışırlar.
sen kaç cocuk dogurabilirsin?diye sorarlar.
bir diye yanıtlar dişi aslan .
fakat ben aslan dogururum.


DERSİMİZ:NİTELİK NİCELİKTEN ÖNEMLİDİR.

6 Ocak 2009 Salı

HER BÜYÜK BAŞARI,YANAN BİR YÜREGİN HİKAYESİDİR.

Atatürk le ilgili yazılan bir çok hikaye var tabi:
asagıda yazacaklarım Atatürk e 12 yıl uşaklık yapmış olan
Cemal Granda nın anılarından derledim.
bir insanı en iyi yanında çalışanın tanıyacağına inanıyorum,

gece gündüz olan beraberlik anlatımlarını daha degerli kılıyor bence .




AMSTRONG AZ BİLE YAZMIŞ.
Amstrong adlı bir yazar Atatürkle ilgili yazdığı bir kitapta,
onun içki alemlerine deginerek olumsuz ve yakışıksız yüklenmelerde bulunuyordu.
hükümet bu yüzden kitabın yurda sokulmasını yasaklamıştır.
o dönemin cumhurbaskanlıgı umumi katibi Hikmet Bayur Atatürk e ingilizce
çevirisini yaparak okur.
fakat bir kaç sayfa atladığını görür.
bayur mırın kırın eder,atatürk ısrar edince çevirir.
paşam sizin kastamonuda şapkayı basınıza giydiğinizi anlatırken agır
kelimeler kullanmış der.atatürk söyle cevaplar:
İnsanlara bazen hayvan sıfatları yakıştırır aslan gibi deriz,
canı istemiş öyle düşünmüs bizi, bayagi eglenceli bir kitap
hükümet yasaklamakla hata etmiş der(özgüven budur bence benim sahsi yorumum)



HALKIN EKMEĞİYLE OYNAMAYIN.
İstanbul Valisi Muhittin Üstündağ
Paşam heberiniz olsun ekmeğin fiyatını artırdık
ve neden yaptıklarını açıklar 5 kuruştan 7 kuruşa çıkarmışlardır.
Atatürk :
Ne yaptiniz Vali bey ,fakir milletin zaten yemek için sadece ekmegi var
onamı göz diktiniz bula bula fakirin ekmeğini buldunuz artıracak.
artıracagınıza elinizden geliyorsa yüz paraya indirin lütfen.(kimilerinin
kulakları çınlasın lüks pırlanta elmasdan kdv yi kaldıranlarda var)




KOMÜNİZM VE DEMOKRASİ
Bir klasik akşam sofrasında bu ikisi tartışılır sıra atatürk e gelince
İkisinin arasındaki fark şudur:
mermer ,temiz bir salon içinde çıplak uzanmış güzel bir kadın,
kadının üzerine bir tül örtülmüş
Bu tül işte demokrasidir,tülü kaldırırsanız altından komünizm çıkar
fark budur.




MASONLUK
Yine Atatürk ün bir aksam sofrasında
Mim Kemal Öke masonluğu övmektedir.
Atatürk dinledikten sonra :
bir zamanlar bir arkadasim beni cemiyete götürdü.
Ne oldugunu anlamadan kendimi mermer bir salonda buldum
yüzlerini tam göremediğim kişiler vardı.
Daha geniş bir salona aldılar bizi salonda kalabalık toplanmış
kılıçlı bir tören yapılıyordu.
Kılıçların arasından geçip kutsal bir kitaba el bastık.
bir daha o binaya ne gittim nede ugradım
benim masonlugum bundan ibaret.
Ve Mim Kemal e döner
Reisiniz kim?
Mim Kemalde zatıaliniz deyince Atatürk:
Ben mason cemiyetine girmem,çünkü başkalarının prensiplerine degil
ancak kendi prensiplerime uyarım der ve konuyu kapatır.



NAZIM HİKMET E DAİR
Yine bir aksam sofrasında,
plakta bir siir calmaya baslar
Ataturk bu nedir .Çelebi efendi? der,
Nazım Hikmet siiri diye cevaplar ,çelebi,
simdi nerde bu adam ?
Bursa hapisanesinde
bunun üzerine Atatürk:
şimdi bu adamı dısarı çıkarsak ,bizimle çalış desek
gelmez .Halk fıkrasına sokalım desek girmez.
girdiği zaman küçüleceğini sanır.kendisinde büyüklük duygusu var.



Üzgünüm yoruldum bu günlükte bu kadar...Atatürk le ilgili yazılan bir çok hikaye var tabi:
asagıda yazacaklarım Atatürk e 12 yıl uşaklık yapmış olan
Cemal Granda nın anılarından derledim.
bir insanı en iyi yanında çalışanın tanıyacağına inanıyorum,

gece gündüz olan beraberlik anlatımlarını daha degerli kılıyor bence .




AMSTRONG AZ BİLE YAZMIŞ.
Amstrong adlı bir yazar Atatürkle ilgili yazdığı bir kitapta,
onun içki alemlerine deginerek olumsuz ve yakışıksız yüklenmelerde bulunuyordu.
hükümet bu yüzden kitabın yurda sokulmasını yasaklamıştır.
o dönemin cumhurbaskanlıgı umumi katibi Hikmet Bayur Atatürk e ingilizce
çevirisini yaparak okur.
fakat bir kaç sayfa atladığını görür.
bayur mırın kırın eder,atatürk ısrar edince çevirir.
paşam sizin kastamonuda şapkayı basınıza giydiğinizi anlatırken agır
kelimeler kullanmış der.atatürk söyle cevaplar:
İnsanlara bazen hayvan sıfatları yakıştırır aslan gibi deriz,
canı istemiş öyle düşünmüs bizi, bayagi eglenceli bir kitap
hükümet yasaklamakla hata etmiş der(özgüven budur bence benim sahsi yorumum)



HALKIN EKMEĞİYLE OYNAMAYIN.
İstanbul Valisi Muhittin Üstündağ
Paşam heberiniz olsun ekmeğin fiyatını artırdık
ve neden yaptıklarını açıklar 5 kuruştan 7 kuruşa çıkarmışlardır.
Atatürk :
Ne yaptiniz Vali bey ,fakir milletin zaten yemek için sadece ekmegi var
onamı göz diktiniz bula bula fakirin ekmeğini buldunuz artıracak.
artıracagınıza elinizden geliyorsa yüz paraya indirin lütfen.(kimilerinin
kulakları çınlasın lüks pırlanta elmasdan kdv yi kaldıranlarda var)




KOMÜNİZM VE DEMOKRASİ
Bir klasik akşam sofrasında bu ikisi tartışılır sıra atatürk e gelince
İkisinin arasındaki fark şudur:
mermer ,temiz bir salon içinde çıplak uzanmış güzel bir kadın,
kadının üzerine bir tül örtülmüş
Bu tül işte demokrasidir,tülü kaldırırsanız altından komünizm çıkar
fark budur.




MASONLUK
Yine Atatürk ün bir aksam sofrasında
Mim Kemal Öke masonluğu övmektedir.
Atatürk dinledikten sonra :
bir zamanlar bir arkadasim beni cemiyete götürdü.
Ne oldugunu anlamadan kendimi mermer bir salonda buldum
yüzlerini tam göremediğim kişiler vardı.
Daha geniş bir salona aldılar bizi salonda kalabalık toplanmış
kılıçlı bir tören yapılıyordu.
Kılıçların arasından geçip kutsal bir kitaba el bastık.
bir daha o binaya ne gittim nede ugradım
benim masonlugum bundan ibaret.
Ve Mim Kemal e döner
Reisiniz kim?
Mim Kemalde zatıaliniz deyince Atatürk:
Ben mason cemiyetine girmem,çünkü başkalarının prensiplerine degil
ancak kendi prensiplerime uyarım der ve konuyu kapatır.



NAZIM HİKMET E DAİR
Yine bir aksam sofrasında,
plakta bir siir calmaya baslar
Ataturk bu nedir .Çelebi efendi? der,
Nazım Hikmet siiri diye cevaplar ,çelebi,
simdi nerde bu adam ?
Bursa hapisanesinde
bunun üzerine Atatürk:
şimdi bu adamı dısarı çıkarsak ,bizimle çalış desek
gelmez .Halk fıkrasına sokalım desek girmez.
girdiği zaman küçüleceğini sanır.kendisinde büyüklük duygusu var.



Üzgünüm yoruldum bu günlükte bu kadar...Atatürk le ilgili yazılan bir çok hikaye var tabi:
asagıda yazacaklarım Atatürk e 12 yıl uşaklık yapmış olan
Cemal Granda nın anılarından derledim.
bir insanı en iyi yanında çalışanın tanıyacağına inanıyorum,

gece gündüz olan beraberlik anlatımlarını daha degerli kılıyor bence .




AMSTRONG AZ BİLE YAZMIŞ.
Amstrong adlı bir yazar Atatürkle ilgili yazdığı bir kitapta,
onun içki alemlerine deginerek olumsuz ve yakışıksız yüklenmelerde bulunuyordu.
hükümet bu yüzden kitabın yurda sokulmasını yasaklamıştır.
o dönemin cumhurbaskanlıgı umumi katibi Hikmet Bayur Atatürk e ingilizce
çevirisini yaparak okur.
fakat bir kaç sayfa atladığını görür.
bayur mırın kırın eder,atatürk ısrar edince çevirir.
paşam sizin kastamonuda şapkayı basınıza giydiğinizi anlatırken agır
kelimeler kullanmış der.atatürk söyle cevaplar:
İnsanlara bazen hayvan sıfatları yakıştırır aslan gibi deriz,
canı istemiş öyle düşünmüs bizi, bayagi eglenceli bir kitap
hükümet yasaklamakla hata etmiş der(özgüven budur bence benim sahsi yorumum)



HALKIN EKMEĞİYLE OYNAMAYIN.
İstanbul Valisi Muhittin Üstündağ
Paşam heberiniz olsun ekmeğin fiyatını artırdık
ve neden yaptıklarını açıklar 5 kuruştan 7 kuruşa çıkarmışlardır.
Atatürk :
Ne yaptiniz Vali bey ,fakir milletin zaten yemek için sadece ekmegi var
onamı göz diktiniz bula bula fakirin ekmeğini buldunuz artıracak.
artıracagınıza elinizden geliyorsa yüz paraya indirin lütfen.(kimilerinin
kulakları çınlasın lüks pırlanta elmasdan kdv yi kaldıranlarda var)




KOMÜNİZM VE DEMOKRASİ
Bir klasik akşam sofrasında bu ikisi tartışılır sıra atatürk e gelince
İkisinin arasındaki fark şudur:
mermer ,temiz bir salon içinde çıplak uzanmış güzel bir kadın,
kadının üzerine bir tül örtülmüş
Bu tül işte demokrasidir,tülü kaldırırsanız altından komünizm çıkar
fark budur.




MASONLUK
Yine Atatürk ün bir aksam sofrasında
Mim Kemal Öke masonluğu övmektedir.
Atatürk dinledikten sonra :
bir zamanlar bir arkadasim beni cemiyete götürdü.
Ne oldugunu anlamadan kendimi mermer bir salonda buldum
yüzlerini tam göremediğim kişiler vardı.
Daha geniş bir salona aldılar bizi salonda kalabalık toplanmış
kılıçlı bir tören yapılıyordu.
Kılıçların arasından geçip kutsal bir kitaba el bastık.
bir daha o binaya ne gittim nede ugradım
benim masonlugum bundan ibaret.
Ve Mim Kemal e döner
Reisiniz kim?
Mim Kemalde zatıaliniz deyince Atatürk:
Ben mason cemiyetine girmem,çünkü başkalarının prensiplerine degil
ancak kendi prensiplerime uyarım der ve konuyu kapatır.



NAZIM HİKMET E DAİR
Yine bir aksam sofrasında,
plakta bir siir calmaya baslar
Ataturk bu nedir .Çelebi efendi? der,
Nazım Hikmet siiri diye cevaplar ,çelebi,
simdi nerde bu adam ?
Bursa hapisanesinde
bunun üzerine Atatürk:
şimdi bu adamı dısarı çıkarsak ,bizimle çalış desek
gelmez .Halk fıkrasına sokalım desek girmez.
girdiği zaman küçüleceğini sanır.kendisinde büyüklük duygusu var.



Üzgünüm yoruldum bu günlükte bu kadar...Atatürk le ilgili yazılan bir çok hikaye var tabi:
asagıda yazacaklarım Atatürk e 12 yıl uşaklık yapmış olan
Cemal Granda nın anılarından derledim.
bir insanı en iyi yanında çalışanın tanıyacağına inanıyorum,

gece gündüz olan beraberlik anlatımlarını daha degerli kılıyor bence .




AMSTRONG AZ BİLE YAZMIŞ.
Amstrong adlı bir yazar Atatürkle ilgili yazdığı bir kitapta,
onun içki alemlerine deginerek olumsuz ve yakışıksız yüklenmelerde bulunuyordu.
hükümet bu yüzden kitabın yurda sokulmasını yasaklamıştır.
o dönemin cumhurbaskanlıgı umumi katibi Hikmet Bayur Atatürk e ingilizce
çevirisini yaparak okur.
fakat bir kaç sayfa atladığını görür.
bayur mırın kırın eder,atatürk ısrar edince çevirir.
paşam sizin kastamonuda şapkayı basınıza giydiğinizi anlatırken agır
kelimeler kullanmış der.atatürk söyle cevaplar:
İnsanlara bazen hayvan sıfatları yakıştırır aslan gibi deriz,
canı istemiş öyle düşünmüs bizi, bayagi eglenceli bir kitap
hükümet yasaklamakla hata etmiş der(özgüven budur bence benim sahsi yorumum)



HALKIN EKMEĞİYLE OYNAMAYIN.
İstanbul Valisi Muhittin Üstündağ
Paşam heberiniz olsun ekmeğin fiyatını artırdık
ve neden yaptıklarını açıklar 5 kuruştan 7 kuruşa çıkarmışlardır.
Atatürk :
Ne yaptiniz Vali bey ,fakir milletin zaten yemek için sadece ekmegi var
onamı göz diktiniz bula bula fakirin ekmeğini buldunuz artıracak.
artıracagınıza elinizden geliyorsa yüz paraya indirin lütfen.(kimilerinin
kulakları çınlasın lüks pırlanta elmasdan kdv yi kaldıranlarda var)




KOMÜNİZM VE DEMOKRASİ
Bir klasik akşam sofrasında bu ikisi tartışılır sıra atatürk e gelince
İkisinin arasındaki fark şudur:
mermer ,temiz bir salon içinde çıplak uzanmış güzel bir kadın,
kadının üzerine bir tül örtülmüş
Bu tül işte demokrasidir,tülü kaldırırsanız altından komünizm çıkar
fark budur.




MASONLUK
Yine Atatürk ün bir aksam sofrasında
Mim Kemal Öke masonluğu övmektedir.
Atatürk dinledikten sonra :
bir zamanlar bir arkadasim beni cemiyete götürdü.
Ne oldugunu anlamadan kendimi mermer bir salonda buldum
yüzlerini tam göremediğim kişiler vardı.
Daha geniş bir salona aldılar bizi salonda kalabalık toplanmış
kılıçlı bir tören yapılıyordu.
Kılıçların arasından geçip kutsal bir kitaba el bastık.
bir daha o binaya ne gittim nede ugradım
benim masonlugum bundan ibaret.
Ve Mim Kemal e döner
Reisiniz kim?
Mim Kemalde zatıaliniz deyince Atatürk:
Ben mason cemiyetine girmem,çünkü başkalarının prensiplerine degil
ancak kendi prensiplerime uyarım der ve konuyu kapatır.



NAZIM HİKMET E DAİR
Yine bir aksam sofrasında,
plakta bir siir calmaya baslar
Ataturk bu nedir .Çelebi efendi? der,
Nazım Hikmet siiri diye cevaplar ,çelebi,
simdi nerde bu adam ?
Bursa hapisanesinde
bunun üzerine Atatürk:
şimdi bu adamı dısarı çıkarsak ,bizimle çalış desek
gelmez .Halk fıkrasına sokalım desek girmez.
girdiği zaman küçüleceğini sanır.kendisinde büyüklük duygusu var.



Üzgünüm yoruldum bu günlükte bu kadar...

7 yasında babasını kaybetti ve yetim kaldı.
yanlız ve içe kapanık bir çocuk olarak oradan oraya sürüklenmeye başladi.

8 yaşında okuldan alındı ve köyde yaşadı.
zamanını tarlada karga kovalayarak geçirdi.

10 yaşında yüzü kanlar içinde kalacak şekilde ,yeni okulundaki
hocasından dayak yedi.sinir ve korkudan 3 gün evden çıkmadı.

17 yasında hayalinde ki okulun istedigi bölümü için ,
not ortalamasını tutturamadi.

24 yaşında tutuklanıp,günlerce sorguya çekildi ve 2 ay hapis yatti.

25 yaşında sürgüne gönderildi.

27 yaşında kendisinden ir yaş büyük meslektası ,kendisininde üyesi oldugu
dernegin çalıçmaları için kahraman ilan edilirken kendisi hiç önemsenmiyordu.
dogdugu sehirde rakibi törenlerle karşılanırken,o kalabalıklar içinde olanları
yanlız başına izliyordu.

30 yaşında amiri onu kendisinden uzaklaştırmak için başka göreve atadı.
yeni görevinde fiilen işşiz ırakıldi.

37 yaşında böbrek rahatsızlıgından 2 ay hasta ve yanlız hastanede yattı.



38 yaşında savunma bakanlıgı tarafından görevinden alındı.


38 yaşında bir toplantıda giyebilecegi bir kıyafeti bile yoktu.
baskasından redingot ödunç alarak katıldı.cebinde sadece 80 lirası vardı.


38 yaşında hakkında tutklama kararı çıkarıldı.



38 yaşında en yakın 5 arkadaşından üçü ,kongre heyetine üye olmasın diye
aleyhinde oy kullandı.



39 yaşında hakkında idam kararı çıkarıldı.
sonra ne mi oldu ...


42 yaşında T.Ccumhuriyetinin ve halkının cumhurbaskanı oldu.
çok bedel ödemişşin be atam.
seni ne kadar anıyorum aşkla .
vatan sana minnettar
ruhun şad olsun.


yani sonuç olarak:
herkes engellerle karşılasır.
herkes zor durumda kalabilir.
herkes ihanete ugrayabilir.
önemli olan aştıgı engel kadar büyüktür insan.
inadına yaşıcan ,inadına dayanacaksın..
bedellerde ödeyeceksin,

bütün sıkıntılar ve zorluklar ,atamın düşmanlar için dedigi gibi gelir ve giderler.

düşunmşumdür;Mustafa kemal nasıl bu kadar adildi diye..
şimdi herkes dürüst olsun ve düşünün sadece şu örnegi verecegim:
vatani düsman ele geçirmiş
yakmış,yıkmıs.
kadınlara tecavüz etmiş.
çocuklar öldürülmüs.
bayragın çignenmiş.
ve sen dünyanın bile inanamayacagı şekilde topraklarını geri alıyosun.
tabi yaşanan piskolojinin etkisi malum .
halkta gazla yunan bayragını sermiş atamın ayaklarına.
ve sen nasıl büyük bir adamsın ki
bayrak bir milletin onurudur ,çignemek bize yakışmaz.
işte bu yüzden büyük olunuyor galiba...
ya da çanakkalde yatan anzak askerleri için annelerine hitaben;
onlar artık bu vatanın evlatlarıdır ,diyebileceksin...
ne çok ögrenecek seyimiz var senden...

3 Ocak 2009 Cumartesi

PİRE DENEYİ VE ÖGRENİLMİŞ ÇARESİZLİK


valla simdi okudum enterasan .
bilim adamları birkaç pireyi toplayıp 30 cm yüksekliginde bir cam fanusa koyarlar.
fanusun alt tabanı metaldir.
metal zemin isitılır.sıcaktan rahatsız olan pireler zıplayarak kaçmaya çalısır.
ama kafalarını tavandaki cama çarparak düşerler.
zeminde sıcak oldugu için tekrar zıplarlar.
tekrar baslarını cama vururlar.pireler camın ne oldugunu bilmediklerinden,kendilerini engelleyen şeyin ne oldugunu anlamakta güçlük çekerler.
defalarca kafalarını cama vuran pireler,sonunda o zeminde 30 santimden fazla zıplamamayı ögrenirler.
deneyin 2 aşamasına geçilir,tavandaki cam kaldırılır.
zemin tekrar ısıtılır.
tüm pireler 30 santimi aşmadan zıplamaya devam ederler.
cam engeli yoktur,isteseler daha yüksege zıplayıp kaçabilirler.
ama kafalarını vura vura ögrendikleri hayat dersi sınırlayıcı olmuştur.
engel artık zihindedir.bu deney iç engellerin canlıları nasıl sınırladıgını ıspatlamıs valla.bakalım devamında guzel bir örnek bulursam paylasacagım gene.

BUNU BİLİYORMUYDUNUZ?


Örümcek agı der geçeriz.
fakat örümcek agının dayanıklıgı,aynı kalınlıktaki bir çelige göre 5 kat fazladır.
hatta bilimadamları ,bu iddiayı söyle örnekliyolar.
1 parmak kalınlıgındaki bir agın ,hızla uçan bir boingi durdurabilcegini iddia ediyolar.
oyle aklıma geldi yazdım bu luzumsuz bilgiyi, aklıma geldikçe yazmaya devam edecegim.

1 Ocak 2009 Perşembe

KİMLER NE DEMİŞ?

KONFÜÇYÜŞ

1Dal rüzgarı affeder ama,kırılmıştır bir kere.

2.Aldatmayı düsünmeyen,inanmadıgını belli etmeyen ve bununla beraber,bunları anlayabilen bir kimse,degerli bir kimse degil midir?


3.dogru olan seyi görmek ama yapmamak korkaklıktır.



GOETHE

1.nankörlük zayıf insanların işidir.
kudretli olupta, nankör olana rastlamadım.


2.ask ta insan ne yardımcı ,ne de arkadaş ister.


3.insanın bilgisi artıkça,huzursuzlugu çogalır.





OSKAR WİLDE

1 .herkes benim düsünceme katılırsa,yanlıs olmaktan korkarım.

2.tecrübe ,herkesin hatalarına verdigi isimdir.



SHAKESPARE

1.aşk öyle toy ki,vicdan nedir bilmez.
ama sevgiden dogar vicdan.


2.tazılar kendileri kosar ama ,efendisi için avlanır.


MEVLANA


1.İnsan odur ki,başkasının incitmesiyle incinmesin.ve o insan odur ki incinmeye müstahak olanı incitmesin.




VİKTOR HUGO

1yumusak olma ezilirsin,sert olma kırılırsın.




SCHİLLER

1.affetmek ve unutmak,iyi insanların intikamıdır.




DOSTOYEVSKİ

1.korku yalan dogurur.


CİCERO
1.erkekler saraba benzer.
geçen yıllar kötülerini ekşitir
iyilerini olgunlastırır.


HZ.MUHAMMED
1.sakın kendisine verdigin kıymeti,sana vermeyenle
arkadaş olma.

2.Taş avı öldürmez ve düşmanı helak etmez,ancak
göz çıkarır ,diş kırar.