30 Ekim 2011 Pazar




Benimkiler Kalem,gün,sonuç,maskülen ,suçlu :) Siz de bakın bakalım ne çıkacak

28 Ekim 2011 Cuma

26 Ekim 2011 Çarşamba

"Yüreğin, kadını erkeği yoktur. Bi mert olanı vardır, bir de namert
olanı." /Nazım Hikmet/

24 Ekim 2011 Pazartesi

Çok sıkkın.. Bıkkın.. Gergin.. Üzgün.. Yorgun.. Olsak da hala yaşıyoruz, çok şükür.. *Can Dündar

23 Ekim 2011 Pazar

Tıpkı Sevilmeyen Bir Öğretmen Gibiydi Kalbim... Parmak Kaldıranlara
Inat, Hep Dersten Anlamayanları Seçti. - Sunay Akın

21 Ekim 2011 Cuma

19 Ekim 2011 Çarşamba

17 Ekim 2011 Pazartesi

14 Ekim 2011 Cuma




"Hayattan aldığım en büyük ders: Sevgisiyle karşında sapasağlam
durmayan birine, asla yaslanmayacaksın". [Can Yücel]



Köyün yaşlı semercisi Bekir usta ölmüştü.Tüm eşekler köy meydanında
toplandılar, tepindiler oynamaya başladılar.Yaşlı hasta bir eşek duvar
dibinde düşünüyordu.Ona geldiler:

-"Haberin yok herhalde,semercimiz öldü"dediler.
-"Ne olmuş öldüyse?"
-"Artık sırtımız yara bere olmayacak,özgür olacağız"
-"Nasıl bir özgürlükmüş bu!"
-"Semerci olmayınca artık sırtımıza semer yapılmayacak,
kırda bayırda istediğimiz gibi dolaşacağız..."
-Yaşlı eşek gülmüş:
-"Şaşarım aklınıza"demiş.
-"Bugün sevinçle tepineceğinize,aslında yas tutmalısınız.
Bekir Usta iyi kötü sırtımızın ölçüsünü biliyor, bizi rahatsız
etmeyecek semerler yapmaya çalışıyordu. Yarın bir acemi semerci
getirirler,sırtınız yaradan kurtulmaz. İyisi mi siz semerciden değil,
eşeklikten kurtulmanın yolunu arayın. Eşek kaldıkça, sırtınıza bir
semer yapan bulunur."

11 Ekim 2011 Salı

Olgun bir adamı dost edinmek isterseniz, eleştirin; basit bir adamı
dost edinmek isterseniz methedin. [Şeyh Said Şirazi]

6 Ekim 2011 Perşembe

Duyduğum, dokunduğum, gördüğüm, tattığım, kokladığım için var bu dünya..
Farkında... olduğum için.. Kendim yazdım, kendim oynadım en başından beri..
O yüzden ki bir dünya yarattım, roller verdim sahnedekilere..
Sevdim; sevgilim,
paylaştım; dostum dedim..
En derinimde hissettim;
annem, kızdım da kıyamadım; babam dedim..
Geçer dediklerimi geçirdim..
Biter dediklerimi bitirdim..
Nefret ettiklerimi sildim, geçtim..
Gün oldu; silkindim, yeter dedim..
Geride bıraktıklarım hesap sormaya kalkmasın o yüzden bana..
Farkında olduğum için var oldunuz, vazgeçtiğim için bugün yoksunuz..
Bu nasıl bir cüret ki; bir başka hayata müdahil olma, umarsızca
sorgulama, pervasızca yargılama hakkını bulur insan kendinde..
Haddinizi aşmayın ey faniler..
Ben yok olmayı kabullenirken,
kar taneleri mütemadiyen ayak izlerimi kapatmaktayken,
güneş bile her gün batarken, sizdeki ne arsızlıktır;
silinmeyi dahi kabul edemiyorsunuz bir başka faninin zihninden..
Mezarlıklar, kendini vazgeçilmez sananlarla doluyken, yerin üstündeki
bu şatafat da neyin nesi oluyor acep?
Uğraştırmayın da dağılın hadi..
Dağılın ve gidin, ama bilin..
Kör cehalet çirkefleştirir insanları!
Suskunluğum asaletimdendir...
Her lafa verecek bir cevabım var...
Lakin bir lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye...

Mevlana Celaleddin Rumi

2 Ekim 2011 Pazar




Mutlu olmanın yolunu, karşıdakini mutlu etmek sanıyorduk. Yanıldık!
Çünkü ne kadar mutlu ettiysek, o kadar yalnız kaldık. [Cemal SÜREYA]
Adamın biri Afrika'da safariye çıkarken yanına minik köpeğini de almış.
Minik köpek bir gün ormanda dolaşıp, kelebekleri kovalar, çiçekleri
koklarken kaybolduğunu fark etmiş.
Ne yapacağını düşünürken bir de bakmış ki karşıdan bir leopar geliyor
ve belli ki günlük yiyeceğini arıyor.
"Şimdi başım dertte" diye düşünmüş minik köpek.
Etrafına bakmış yerde kemik parçalarını görmüş.
Hemen arkasını leoparın geldiği yöne çevirerek kemikleri kemirmeye
başlamış, bu arada da arkadaki hareketi kestirmeye çalışıyormuş.
Leopar tam saldıracakken minik köpek kendi kendine konuşmuş; "Ne kadar
lezzetli bir leoparmış.
Acaba etrafta bundan bir tane daha var mi?"
Bunu duyan leopar bir anda donmuş kalmış ve en yakındaki ağaca
tırmanarak dalların arasına saklanmış.
"Tam zamanında kurtardım yoksa bu köpeğe yem olacaktım" diye düşünmüş leopar.
Bütün bunlar olup biterken bir başka ağacın üstündeki bir maymun
olanları izliyormuş.
Bildiklerini kullanarak bundan sonra leopardan kurtulabileceğini düşünmüş.
Leoparın yanına giderek neler olduğunu anlatmış. Leopar köpeğin
yaptıklarına çok sinirlenmiş ve maymuna:
"Atla sırtıma, gidip sunu yakalayalım" demiş.
Ancak minik köpek neler olduğunu ve leoparın sırtında maymunla
birlikte süratle kendisine yaklaştığını fark etmiş.
"Şimdi ne yapacağım" diye düşünürken kaçmaya teşebbüs etmemiş.
Bunun yerine arkasını leoparın geldiği yöne dönerek, kemikleri
kemirmeye devam etmiş.
Tam leopar saldıracakken yine kendi kendine konuşmuş;
"Bu aptal maymun da nerede kaldı? Yarim saat önce bir leopar daha
getirsin diye gönderdim, hala haber yok!"

Diploması böyle bir şey iste:

Hızlı düşün,
Sakin ol,
Güçlü görün!