30 Ekim 2009 Cuma

ACI BEDEN .

Bu başlık bazılarınıza tanıdık geldi belki,
hepimiz hayatı sorgulayıp cevaplar arıyoruz çogu zaman lakin genelde bulamıyoruz.ya da bulsakta farkında olmak istemiyoruz.
Bu acı beden deyimi okudugum spiritüel bir uzman olan Eckhart Tolle nin egolarımıza verdigi bir isim.
hani bu tip ögretileri okuruz aaa ne dogru deriz fakat uygamayız,tolle nin bu kitabını yaşamıma kolay uyguladım yada ben hazırdım bilmiyorum .
aslında beni etkileyen kısmı hep hayatın sırrını çözmüş bazı kişiler vardır Mevlana ,Gandhi ,yunus emre vs..vs.. işte bukitapta aslında onların bu sırra nasıl erdiklerine cevap veriyor sanki vede beni en çok ikna eden bölümü bugüne kadar edindigim din anlayışıma çok uygun geldi yani kısaca cevaplara hazırsanız bu kitapata mevcut benim sahşi fikrim asagıda kısaca yazacaklarım şimdinin gücünden küçük bölümler yazarın sonraki kitabı varolmanın gücüyse daha yalın bir anlatımda onuda daha sonra özetler yapacagım.
ŞİMDİNİN GÜCÜNDEN
Duygusal acı beden 2 tarzda olur,uykuda yada aktif.
Onu bir varlık olarak görebilirseniz ,gerçeğe çok yaklaşmız olursunuz.
insanların bir kısmı tamamen acı bedenle yaşarken,bir kısmı onu sadece yakın ilişkilerde ya da geçmişteki bir kayıp ve terkedilme yaşarlar.
geçmişten gelen acı kalıbı rezononstaysa onu hersey aktive edebilir.
o uyanmaya hazır olduğundaysa,herhangi bir düşünce yada herhangi masum bir sözcük onu harekate geçirebilir.
Bu sinirleme,sabırsızlık,sıkıntılı ruh hali ,incitme arzusu,öfke,hiddet ve deprosyon hayatızda bir dram yapma ihtiyacı olarak ortaya çıkar.
onu uyandığı an yakalyın,çünkü aslında o an tam bir bilinçsizlik halidir.
o anda zihniniz sizi kontrol ediyordur.
zihin sizden beslenir onun acıya ihtiyacı vardır bu acı beden sizi ele geçirdiğinde enerji frekansınızı olumsuza çeviririr.
daha hep daha çok acı ister,ve aslında onu siz yaşatırsınız.
egonun karanlık bölgesi acı beden bilincin işigındann korkar.
acı bedenle şavasmayın onu gözlemleyin mesala acı beden size hakimse
siz birisinin size yaptıgı bir şey yada sizin yapacagınız bir sey üzerinde
duruyorsanız acı beden sizi ele geçirmiştir.
öfkenin altında daima acı beden yatar.
zamanda özgürleşmek geçmiş ve gelecekten kurtulma halidir.
özgürlük tamamen teslimiyet haliyle gelir ,ve kişiye inanilmaz bir bilinç degişim hali başlar.
aslında geçmişi siz simdiye taşırsınız,onu şimdiye taşıyarak acı bedeni besleme
ihtiyacınızı giderirsiniz bu egonun kurnaz bir oyunudur.
gelecek hiçbir zaman olmayacaktır ,hep şimdi vardır.
hersey şimdide yaşar geçmişide şimdiye siz tasırsınız.
Carl Jung kitaplatından birinde bir kızılderili şefiyle yaptığı konuşmayı anlatır.
şef ona beyazların gergin bir yüzle ,sabit bakişlarla kaba bir tarzları oluğunu söyler.
onlar daima bir sey arıyorlar ne arıyorlar?
daima huzursuzlar ve rahatsızlar ne istediklerini bilmiyoruz ,onların deli olduklarınnı düşünüyoruz der.
aslında siz bilincin işıgını acı bedene yaniego ya yönelttiginizde ,
bilinçsiz olan hersey yok olur.
insanlar bir evi,arabası,işi,parası ,bir ilişkisi vs..vs.. olduğunda mutlu olacaklarını düşünürler.
bütün bunlara sahip olsalarda yine mutsuz olduklarını görebilirsiniz.
bunlar egonun tuzaklarıdır çünkü ego asla doymaz doyumsuzdur.
kişi ancak içsel bilincine ulasırsa aydınlanacak ve huzur bulacak ve varlık olacaktır.
gerisi sadece egolarımızın yarattıgı dış dünya ilizyonlarıdır ve sadece anlık doyumlar yaşatabilir.
içselligi ve varlığı yakalayamayan insan asla gerçekten varolomaz ve hiç bir gerçek duyguyu yaşayamaz.
egoyu yok etmek onun farkında olmaktır.
olan biten herseyi tam bir teslimiyetle kabul etmek gerekir.
olan olmuştur geçmişin simdiki zamanı ele geçirmesine izin vermemek gerekir.
bir peygamber eski ahitte söyle der:
güneşin altında yapılan herşeyi gördüm,
heyhat hepsi boştu ve rüzgarın peşinnde koşmaktan başka bir şey degildi.

işte siz bu noktaya eristiğinizde aydınlanmaya bir adım kalmış demektir.
başkalarındaki bilinçsiz davranışa direnir ve şavasırsanız ,sizde bilinçsizlesirsiniz.
böyle durumda gerçek bir hayır deyip uzaklaşmak gereki

egolar siz gerçek varlığınızdan koparır .
oysa teslimiyette siz artık egonun sahte maskelerine ihtiyaç duymazsınız ve yaşadıgınız herşeyi gerçek yaşarsınız.
oysa ego dikkat incineceksin çok incineceksin der.
egunun bilmedigiyse sizin incinmeye açık hale gelerek asli incinmezliği kesfetmenizdir..



kitaptan kendimce anlasılr birkaç bğlüm yazdım..yanlız sunu belirteyimki
yazarın bahsettigi teslimiyet hayattan kaçış teslimiyeti degildir bu kısa yazıda eksik anlasılabilir yazar yaşamı anlamdırmak için daima içinde oldugunuz anın farkında olmak çabası vardır yoksa bize geçmişiz derslerimiz ve hatalarımız gğrmezden gelmek degil ,olumsuzu hayatınızı zehirlemeyin mesajı içeriyor zaten cevap arayanlar kitabın bütününde ihtiyacı olanı alacaktır.

29 Ekim 2009 Perşembe

nice bayramlara..



nice bayramlara

VAZİYETİ EHVALİMİZ:(

Adamın biri çok uzun yıllar yurt dışında kaldıktan sonra ülkeye dönmüş. Havaalanından evine gitmek için bir taksiye binmiş. Yolda giderken yanında sigarası olmadığını hatırlamış ve şoföre bir markette durmasını , sigara alacağını söylemiş. Şoför gitmiş bir caminin önünde durmuş ve ''buyrun beyim, sigaranızı alın'' demiş. Adam şaşırarak ''nasıl yani, burası cami'' demiş. Şoför ''beyim, artık ticaret camilerde yapılıyor'' demiş. Şaşkınlığı artan adam ''burası ibadet yeri değil miydi, hocalar, imamlar nerede... peki ibadet şimdi nerede yapılıyor'' diye sormuş. Şoför ''beyim ibadet üniversitelerde'' diye cevap vermiş. Adam ''profesörler, doçentler nerede... eğitim, nerede yapılıyor '' demiş. Şoför sakin sakin ''beyim eğitim hapishanelerde'' diye cevap vermiş. Adamcağız panik halinde ''ya hapishanelerde olması gereken, hırsızlar, hainler, düzenbazlar nerede'' deyince,

şoför cevap vermiş ''beyim onların hepsi şimdi dokunulmazlık arkasına saklanmış olarak meclisteler''....

Umarız, yüce meclisin bu cücelerine biran önce, dokunurlar, meclisi ve milleti tüm pisliklerinden arındırırlar...!!

AMİNNNNN...