26 Ağustos 2011 Cuma

Herkes kaderi ömürlük zannediyor.......
Hayır öyle değil .
Kader bir ömürlük değil ......
Bir senelik.
Başladığı gibi bitmiyor,kader işleyişi her senenin başında yeni
baştan yazılarak yürüyor.
Yıllık kader bilançolarını toplamı.
Mutsuzluk ,umutsuzluk had safhada bu günlerde........
Doğum sancıları bunlar,
sancılı olanlar .
Yepyeni bir kader onları bekliyor.
Gözünüz aydın olsun ki;
Kadir gecesi geliyor küçüğüm.
Kadir gecesi :
Kendi kaderine ,kadir olmanın gecesi.
Varlığın dizginlrini eline aldığı o gece.
Kendi dizginlerini bir geceliğine, eline tutuşturduğumuz o gece

Kaynak :Burak Özdemir

11 Ağustos 2011 Perşembe

"şunları bir araya toplayayım. Bir güzel muhabbet edelim" diye düşündüm.

Mutfak işinden de anlarım.
Donattım sofrayı.
Bayağı uğraştım.
Hepsinin, ayrı ayrı ne yemekten, ne içmekten hoşlandığını iyi bilirim.
Bayağı da para gitti.


Birinin yediğini öbürü yemez.
Ötekinin içtiğini beriki içmez.
Dört kişilik sofra kurdum.

Mumları da yaktım.
Bak hepsi, Erick Satie severdi.
Hatırladım.
Müziği de ayarladım.

Geldiler.

20 yaşında ben,
35 yaşımda ben,
40 yaşımda ben ve
bugünkü ben dördümüz.

Birden 20 yaşımı, 35 yaşımın karşısına oturttum.
40 yaşımın karşısına da, ben geçtim.
yirmi yaşım, otuz beş yaşımı tutucu buldu.
Kırk yaşım ikisinin de salak olduğunu söyledi.


Yatıştırayım dedim.
"Sen karışma moruk" dediler. Büyük hır çıktı.
Komşular alttan üstten duvarlara vurdular.
Yirmi yaşım kırk yaşıma bardak attı.

Evin de içine ettiler.

Bende kabahat.
Ne çağırıyorsun tanımadığın adamları evine ...

CAN YÜCEL

9 Ağustos 2011 Salı


Yaşlanarak değil yaşayarak tecrübe kazanılır.Zaman insanları değil
armutları olgunlaştırır.

Peyami Safa



Zamanın birinde iki tane kız kardeş varmış, nasıl akıllılarmış
anlatamam.Etrafındaki ve okuldaki tüm bilgi onlara yetmez olmuş.
Bir gün anneleri onları dağdaki bilge adama götürmeye karar
vermiş.Kızlar, bilge adamla karşılaşınca ona sorular sormaya
başlamışlar.
Bilge adam bütün soruları doğru cevaplamış:
kızlar çok sevinmişler ve annelerinden eğitimleri için bir süreliğine
izin isteyerek bilge adamın yanında kalmışlar.Sordukları soruların
hepsinin cevabı doğruymuş.
Bir süre çok mutlu olmuşlar: ama sonra sıkılmaya başlamışlar,
"Bilgenin bilemeyeceğ bir soru bulmamız lazım" diye düşünmüşler.
Kızlardan biri bir gün "Buldum!" sevinmiş." İki elimin arasında bir
kelebek koyacağım ve bilge adama soracağım" Avucumun içinde bir
kelebek var. "Canlı mı, ölü mü?". " Ölü" derse kelebeği
bırakacağım.fCanlı derse avucumu hafifçe bastıracağım. Her ne derse
cevabı bilemeyecek. Kızlardan birisi kapalı tuttuğu ellerini bilgeye
doğru uzatmış.Ve



sormuş:"Avucumun içinde bir kelebek var:
canlı mı, ölü mü?
Bilge adam cevap vermeden önce uzun süre kızın gözlerine bakmış,
bakmış ve cevaplamış:

"HER ŞEY SENİN ELİNDEDİR.. SENİN ELİNDE..."..

7 Ağustos 2011 Pazar

Artık hayallerim suya düşecek diye kaygılanmıyorum. Çünkü, onlar düşe
düşe yüzmeyi öğrenmişler.. [C. Süreya]
Genç Macar Sanatçı Arpad Sebesy multimilyoner Elmer Kelen in
portresini yapmak için görevlendirilmişti.
Görev özellikle zordu, çünkü Kelen sadece üç kısa poz vermeye razı
olmuştu. Sonuçta, Sebesy portrenin çoğunu ezberden yapmak zorunda
kalmıştı.
Kısıtlamalara rağmen, Sebesy portrenin Kelen e yeterince benzediği
görüşündeydi. Ancak, Kelen ayni fikirde değildi. Kibirli milyoner
resmin kendisine benzemediğini öne sürerek portrenin parasını ödemeyi
reddetti.
Genç ressam resmini yapabilmek için saatlerce titizlikle çalışmıştı,
ve birdenbire bunu gösterecek hiç bir şeyi olmadığını fark etti.
Milyoner stüdyodan ayrılırken, sanatçı bir ricada bulundu, " Portreyi
size benzemediği için reddettiğiniz belirten bir mektup yazabilir
misiniz?"
Kelen bu kadar kolay kurtulduğuna sevinerek razı oldu. Aylar sonra,
Macar Sanatçıları Derneği, Budapeşte Güzel Sanatlar Galerisinde sergi
açtı. Kelen in telefonu çalmaya başladı. Biraz sonra galeriye
geldiğinde Sebesy nin yaptığı portresinin, üzerinde "Bir Hırsızın
Portresi" etiketiyle teshir edildiğini gördü. Mağrur milyoner resmin
indirilmesini istedi. Müdür reddedince, Kelen resim kendisini topluma
alay konusu edeceği için dava açmakla tehdit etti. Bunun üzerine müdür
Kelen in resmin kendisine benzemediği için almayı reddettiğini
belirten imzalı mektubunu çıkardı.
Milyoner artık resmin parasını ödeyip almaktan başka çare kalmadığını
anlamıştı. Genç sanatçı sadece son gülen olmakla kalmamış, ayni
zamanda güçlüğü karlı bir alışverişe dönüşmüştü. Çünkü milyoner resmi
almağa kalktığında fiyatının eskisinden on kat daha fazla olduğunu
görmüştü.

4 Ağustos 2011 Perşembe

Kime sorsam "ben senin mutluluğunu istiyorum" dedi, Ne kastınız vardı
mutluluğuma anlamadım gitti. [Ö. Asaf]

Neden hayatında biri yok diye soranlara;Hani bazen durakta belli bir
otobüsü beklersiniz ya on dakika, onbeş dakika, yirmi dakika
beklersiniz gelmez.Bu arada başka alternatifler de geçer ama
binmezsiniz. Ne de oLsa "beklemişsinizdir o kadar" boşa gitsin
istemezsiniz.Sormayın artık bana.!Herhangi biriyle değil, beklediğime
"değecek" olanla devam etmeliyim bu yola!..Durakta yaşlanmak olsa da
işin ucunda...

CAN YÜCEL