24 Şubat 2011 Perşembe

Bir tüccar mutluluğun gizini öğrenmesi için oğlunu insanların en
bilgesinin yanına yollamış.

Delikanlı bir çölde kırk gün yürüdükten sonra, sonunda bir tepenin
üzerinde bulunan güzel şatoya varmış. Söz konusu bilge burada
yaşıyormuş.

Bir ermişle karşılaşmayı bekleyen bizim kahraman, girdiği salonda
hummalı bir manzarayla karşılaşmış.
...
Tüccarlar girip çıkıyor, insanlar bir köşede sohbet ediyor, bir
orkestra tatlı ezgiler çalıyormuş. Dünyanın dört bir yanından gelmiş
lezzetli yiyeceklerle dolu bir masa da . varmış.

Bilge sırayla bu insanlarla konuşuyormuş ve bizim delikanlı kendi
sırasının gelmesi için iki saat beklemek zorunda kalmış.

Delikanlının ziyaret nedenini açıklamasını dikkatle dinlemiş bilge,
ama mutluluğun gizini açıklayacak zamanı olmadığını söylemiş ona.
Gidip sarayda dolaşmasını, kendisini iki saat sonra görmeye gelmesini
salık vermiş.

"Ama, sizden bir ricada bulunacağım," diye eklemiş, delikanlının eline
bir kaşık verip, sonra bu kaşığa iki damla sıvı yağ koymuş. "Sarayı
dolaşırken bu kaşığı elinizde tutacak ve yağı dökmeyeceksiniz."

Delikanlı sarayın merdivenlerini inip çıkmaya başlamış, gözünü
kaşıktan ayırmıyormuş. İki saat sonra bilgenin huzuruna çıkmış.

"Güzel" demiş bilge, "Peki, yemek salonumdaki Acem halılarını gördünüz
mü? Bahçıvanbaşının yaratmak için on yıl çalıştığı bahçeyi gördünüz
mü? Kütüphanemdeki güzel parşömenleri fark ettiniz mi?"

Utanan delikanlı hiçbir şey göremediğini itiraf etmek zorunda kalmış.
Çünkü bilgenin kendisine verdiği iki damla yağı dökmemeye çabalamış,
başka bir şeye dikkat edememiş.

"Öyleyse git, evrenin harikalarını tanı." demiş ona bilge. "Oturduğu
evi tanımadan bir insana güvenemezsin."

İçi rahatlayan delikanlı kaşığı alıp sarayı gezmeye çıkmış. Bu kez,
duvarlara asılmış, tavanları süsleyen sanat yapıtlarına dikkat
ediyormuş. Bahçeleri, çevredeki dağları, çiçeklerin güzelliğini,
bulundukları yerlere yakışan sanat yapıtlarının zarafetini görmüş.

Bilgenin yanına dönünce, gördüklerini tüm ayrıntılarıyla anlatmış.
"Peki sana emanet ettiğim iki damla yağ nerede?" diye sormuş bilge.

Kaşığa bakan delikanlı, iki damla yağın dökülmüş olduğunu görmüş.

"Peki" demiş bunun üzerine bilgeler bilgesi, "Sana verebileceğim tek öğüt . var.
Mutluluğun gizi dünyanın tüm harikalarını görmektir, ama kaşıktaki iki
damla yağı unutmadan...

(Paulo Coelho - Simyacı

1 yorum:

fashiONözge dedi ki...

ne kitaptı yaa unutmuşum bak,tekrar bir gecireyim gozden :)