20 Aralık 2010 Pazartesi

Kıymet bilmek?

Bir padişah acemi bir köle ile gemiye binmişti. Köle hiç deniz
görmemiş, geminin mihnetini tatmamıştı. Ağlamaya, inlemeye başladı.
Tir tir titriyordu. Avutmak için çok uğraştılar, ama bir türlü
sakinleşmedi. Padişahın keyfi kaçtı. Herkes aciz bir vaziyetteyken
gemide bulunan yaşlı bir adam padişahın huzuruna çıktı,

'Müsaade buyurursanız ben onu sustururum' dedi. Padişah da 'Lütfetmiş
olursunuz' dedi. Yaşlı adam emretti, köleyi denize attılar. Köle
birkaç kere suya battı çıktı. Sonra saçından yakaladılar, gemiden
tarafa çektiler. Köle gemiye yaklaşınca iki eliyle dümene asıldı,
oradan gemiye çıktı, bir köşede uslu uslu oturmaya başladı. Yaşlı
adamın yaptığı iş padişahı hayrete düşürdü, 'Bu işteki hikmet nedir'
diye sordu.

Yaşlı adam cevap verdi: ''Köle evvelce suya batmayı tatmamıştı.
Gemideki selâmetin kıymetini bilmiyordu. İşte huzur ve saadet de
böyledir, bir felâkete duçar olmayan kimse, huzurun kıymetini
bilemez."